Bir sabah gözlerinizi açtığınızda vücudunuzun artık kendi sıcaklığını düzenleyemediğini fark ettiğinizi hayal edin. Enerji ihtiyacınız azalırken, hayatta kalmak için sıcak bir ortamda olma zorunluluğu sizi nereye götürürdü? Peki ya bu değişim, sizi daha sağlıklı mı yapardı yoksa yaşamınızı daha mı karmaşık hale getirirdi? Haydi gelin bu soruların cevaplarına beraber bakalım! Sizleri aşağıya alabiliriz. 👇🏻
Soğukkanlı (ektotermik) canlılar, vücut sıcaklıklarını dış kaynaklardan düzenler. Yani vücudunuzun sıcaklığı dış ortamın sıcaklığına bağlı olurdu. Üşüdüğünüzde battaniye altında ısınmak yerine, dış ortamı ısıtmak zorunda kalırdınız.
Yazın güneşte en verimli halinizde çalışırken, kış aylarında ısınamamanız yaşam mücadelenizin ana sorunu olurdu. Ayrıca evet, enerji ihtiyacınız büyük ölçüde azalır, daha az yemek yer ve ciddi tasarruf ederdiniz.
Soğukkanlı bir bedende, bakteriler ve virüsler kolay kolay çoğalamazdı. Sabit bir sıcaklığa sahip olmadığınız için hastalanma ihtimaliniz düşebilirdi. Ancak bu, bağışıklık sisteminizin gevşeyeceği anlamına gelmez.
Vücut sıcaklığınızı düzenleyemezseniz, bağışıklık sisteminiz zayıflar ve enfeksiyonlara açık hale gelirdiniz.
21 ila 40 derece sıcaklıkta yaşamak soğukkanlı insanlar için ideal olurdu. Bu da ekvator çevresine göç etmek zorunda kalmamız anlamına gelir. Ancak bu kadar büyük bir göç, dünyada kaynak sıkıntısı ve politik karışıklık gibi sorunları beraberinde getirebilirdi.
Daha ilginç bir alternatif ise uzaya yönelmek olurdu. Soğukkanlı canlılar, vücut sıcaklıklarını ortam sıcaklığına uydurarak kış uykusuna geçebilir ve yeni bir gezegen keşfetmek mümkün hale gelebilirdi.
Kaynak: https://onedio.com/haber/insanlar-sicakkanli-degil-de-tipki-yilanlar-gibi-sogukkanli-olsaydi-neler-olurdu-1261587