Günümüzde tüketici davranışları hızla değişiyor ve bu değişim perakende şirketleri ve markalar için yeni zorluklar ve fırsatlar yaratıyor. Teknolojinin gelişmesi, dijitalleşme ve sosyal medyanın yaygınlaşması tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarını köklü bir şekilde değiştirdi.
Artık tüketiciler, daha bilinçli, daha talepkar ve kararlarını verirken daha fazla bilgiye dayalı hareket ediyor. Bu yeni dinamikler, markaların ve perakende şirketlerinin tüketiciyle bağlantı kurma ve etkileşimde bulunma şekillerini yeniden değerlendirmelerini gerektiriyor.
Uluslararası danışmanlık, denetim ve vergi hizmetleri şirketi EY (Ernst & Young) tarafından hazırlanan 30 ülkede 23 binden fazla tüketiciyle yapılan anket çalışmasının sonuçlarını kapsayan Geleceğin Tüketicisi Endeksi’ne göre tüketicilerin yüzde 67’si bir sosyal medya fenomeninin tavsiyesi üzerine en az bir ürün satın aldı. Katılımcıların yüzde 57’si satın alma kararı verirken tavsiye almak için çevrim içi ortamlardan faydalanıyor veya katkıda bulunuyor. Tüketicilerin yüzde 61’iyse veri paylaşırken kimlik hırsızlığından endişe duyuyor.
Sosyal medya fenomenleri etkiliyor
Rapor tüketicilerin artık daha bağımsız olduklarını, onlarla iletişim kurma ve satın almaya ikna etme konusunda geleneksel yöntemlerin geçerliliğini yitirmeye başladığını gösteriyor. Günümüz tüketicileri aktif olarak etkileşime geçebilecekleri, başkalarına kendi tavsiyelerini verebilecekleri, tarafsız ürün incelemeleri bulabilecekleri ve satın alabilecekleri yeni dijital kanallar arıyor. Rapor, müşterilerle etkili bir şekilde iletişim kurmak için tüketici ürünleri ve perakende şirketlerinin; herkese uyan tek bir yaklaşıma güvenmek yerine bireysel tüketicilerin değerleri ve tercihleriyle örtüşen kanallara ve deneyimlere yatırım yaparak daha ikna edici ve geniş kapsamlı taktikler benimsemeleri gerektiğini ortaya koyuyor.
Markalar içerik üreticileriyle özgün ilişkiler kurmalı
Geleceğin Tüketicisi Endeksi araştırmasına göre tüketiciler, içerik üreticilerini içeriğin kalitesi ve özgünlüğü için takip ediyor. Bir içerik üreticisini takip eden katılımcıların yüzde 49’u bu kişilerin paylaşımlarını değerli buldukları içerikler ürettikleri için, yüzde 44’üyse içeriklerini eğlenceli buldukları için takip ediyor. Katılımcıların yalnızca dörtte biri bir içerik üreticisini ünlü olduğu için takip ediyor.
Tüketiciler, ünlüler yerine niş uzmanlarının ve mikro içerik üreticilerinin tercihlerine daha çok güveniyor. Araştırmaya katılanlar, kullanıcı hareketlerini izleyen web sitelerinin, tarama/satın alma geçmişine dayalı özel reklamların ve geçmiş içerik etkileşimine dayalı yeni deneyimlerin çevrim içi alışveriş deneyimini negatif etkilediğini belirtiyor. Bu nedenle web siteleri daha fazla trafik çeken büyük perakendeciler, kişiselleştirilmiş deneyimler tasarlayabilir, markalara sunmak için yeterince zengin veri yakalayabilir ve başarılı olma olasılığını artırabilir.
Ne kadar fayda o kadar sadakat
Rapor, müşterilerin indirimler ve özel fırsatlar gibi somut faydalar tarafından yönlendirildiğini ve sadakatlerinin genellikle elde ettikleri fayda kadar kalıcı olduğunu ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 46’sı bir markadan aldığı indirimi kullanırken, yalnızca yüzde 31’i bir marka uygulamasını indirdiğini, yüzde 23’ü bir markanın ödül/sadakat programına katıldığını ve yalnızca yüzde 22’si son altı ay içinde bir markanın e-posta listesine kaydolduğunu belirtiyor. Katılımcıların tercih ettiği sadakat programı avantajları arasındaysa ücretsiz kargo ve belirli ürünleri mağazada daha düşük fiyat alma imkânı yer alıyor.
Aynı zamanda rapor, verilerini paylaşma konusundaki istekliliğe rağmen veri ihlalleri, sızıntılar ve siber saldırılar konusundaki farkındalığın artması nedeniyle tüketicilerin veri güvenliği konusundaki endişelerinin son 12 ay içinde arttığını gösteriyor. Tüketiciler, kimlik hırsızlığı ve dolandırıcılıktan, veri güvenliği/ ihlallerinden ve verilerini paylaştıkları şirketin hacklenmesinden endişe duyuyor.
“Özgün ilişkiler kurulmalı”
Günümüzün bağımsız tüketicilerini tanımak ve bağlantı kurmak için perakendecilerin onları yeni bir bakış açısıyla değerlendirmesi ve anlaması gerektiğini söyleyen EY Türkiye Şirket Ortağı, Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri Kaan Birdal, “Tüketici ürünleri şirketleri tüketici merkezli yaklaşımı gerçekten benimsemek için marka değerleri ve kitle istekleriyle uyumlu olan içerik üreticileriyle özgün ilişkiler kurmalılar. Yatırım getirisini en üst düzeye çıkaran bir içerik üretici stratejisi belirlemek, güven ve gözetim arasında hassas bir denge gerektiriyor.
Bu nedenle markalar, içerik üreticilerini seçerken marka itibarını korumak için dikkatli ilerlemeli ve titiz bir performans takibi yapmalılar” diyor. Markaların ayrıntılı satın alma verilerini geniş davranışsal bilgilerle birleştirerek, hedefleme ve segmentasyonu en iyi hâle getirebileceklerini vurgulayan Birdal, bu fırsatları değerlendiren markaların aynı zamanda tüketicilerle güven oluşturmalarının önemine de dikkat çekiyor ve “Bu güveni doğru iletişim stratejisi belirleyerek, siber güvenliğe yatırım yaparak ve tüketicilerin veri endişelerini ciddiye alarak sağlayabilirler” diyor.
Kaynak: https://www.dunya.com/ekonomi/tuketiciyle-baglanti-kurmak-zorlasiyor-haberi-735298