İclâl Aydın‘ın yıllaaaar önce ilk kitabı çıktığı günü, o heyecanını, eve elinde kendi kitabıyla gelişini, kitabın sayfalarını koklayışını, ilk imzalarını bizim için atışını dün gibi hatırlıyorum. Yıllar geçip İclâl 16. kitabını çıkarırken, her kitabında aynı heyecanı, aynı coşkuyu, aynı kaygıları nasıl yaşadığına da şahitlik ettim. Salkım Sokak No:3 kitabının baskıya gittiği gün havaalanında İclâl’le karşılaştığımızda; “Hadi işin yoksa sen de gel, matbaaya gidiyoruz.” diyip, beni de arabaya attığı gibi soluğu matbaada aldığımız günü görmenizi isterdim. Gözleri yine boncuk boncuk, henüz kitapların kapakları yerleştirilmemiş formalarca sayfanın üst üste sıralandığı matbaada İclâl’in heyecanı da bulaşıcıydı. İlk kitabının çıktığı gün gibi heyecanlıydı. Hepimiz heyecanlanmıştık.
Kitabı Foça’da okumaya başladım; kitabın finalinin olduğu yerde. Bu her okuyucuya nasip olmaz bilirsiniz.
Alıştığımız İclâl Aydın diline bayılırım, şiir gibi akar kalbinize o cümleleri, bu kitapta adeta taptım o samimi dile.