Küresel piyasalar, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) eylül ayında faiz indirimlerine başlamasına kesin gözüyle bakılıyor. Fed’in faiz indirimleri borçlanmayla birlikte maliyetleri yükselen şirketlerde rahatlama sağlanabilir. Ancak tarihsel olarak bakıldığında bu indirimler her zaman hisse senedi piyasası için olumlu olmuyor.
TS Lombard’daki GlobalData Araştırma Başkanı Andrea Cicione, bu durumun resesyon beklentilerine bağlı olduğunu belirtiyor.
MarketWatch’ta yer alan habere göre eğer bir resesyon bekleniyorsa, ilk faiz indirimi sonrasında hisse senetleri kısa süreliğine yükselse de ekonomi daralmaya başladığında değer kaybediyor. Resesyon önlenirse, hisse senetleri uzun vadede tahvillerden daha iyi performans gösterebiliyor.
Cicione ve ekibi S&P 500’ün 1984’ten 2019’a kadar olan performansını, geçmiş Fed faiz indirimi döngüleri boyunca takip etti. Buna göre, hisse senetleri ilk indirimden sonraki günlerde ortalama olarak yükseliyor. Ancak ekonomi geri çekildiğinde, ilk indirimden sonraki haftalarda düşüş görülüyor. Çalışmaya göre, hisse senetleri bir durgunluk önlenmişse ilk indirimden sonra yükselme eğiliminde hareket ediyor.
ABD ekonomisine ilişkin resesyon korkuları büyüyor
Piyasalarda geçen hafta “Kara Pazartesi” yaşanmıştı. Yatırımcıların yen “carry trade”ini aniden sonlandırmasıyla yükseliş ve küresel hisse senedi piyasaları düşüş yaşadı. Temmuz ayındaki zayıf istihdam raporu da ABD ekonomisine ilişkin resesyon korkularına neden olmuştu.
Cicione’ye göre bir resesyon hisse senetlerini olumsuz etkileyebilirken, tahviller genellikle resesyon sırasında hisse senetlerinden daha iyi performans gösteriyor.
10 yıllık Hazine tahvili getirisi hafta içinde yüzde 3,78 ile yılın en düşük seviyesine düştükten sonra yeniden yüzde 3,94 seviyesine yükseldi.
Cicione, resesyonun önlenmesi durumunda hisse senetlerinin uzun vadede tahvillerden daha iyi performans göstereceğini belirtti.
Kaynak: https://www.dunya.com/ekonomik-veriler/hisse-senetleri-icin-kritik-uyari-her-sey-resesyonun-gelip-gelmedigine-bagli-haberi-740898