Hayatın karmaşıklığı içinde, sevdiklerimize ve yakınlarımıza duyarlı bir şekilde yaklaşmak, anlayışlı olmak, şefkat göstermek için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz. Duygularını önemsiyor, içinde bulundukları zorlu koşulları anlıyor, hatalarına anlayış gösterebiliyoruz. Karşılaştığımız zorlu dönemlerde bile, söz konusu değer verdiğimiz insanlar olunca onların içinde bulunduğu durum ve koşullarla empati yapıyor, onlar için ne yapmamız gerektiğini düşünüp duruyoruz. Bizim doğrularımıza ters düşen davranışlarını gördüğümüzde, kendi doğrularımızı bir kenara bırakarak, yüksek bir sabırla onları affetmek için çeşitli yollar ararken buluruz kendimizi. Bunları yaparken herhangi bir zorunluluğumuz yoktur, içten gelen anlayış ve şefkat sonsuzdur. Peki bu sonsuzluğun içinde kendimizi ihmal ediyor olabilir miyiz?
Hayatımızdaki insanların hislerine kulak verirken, onlara sıklıkla yönelttiğimiz ilk soru “iyi misin?” oluyor.
Bu kavram, kendine karşı nazik olma, kendi duygusal ihtiyaçlarına önem verme ve kendi hatalarıyla başa çıkma sürecini içerir.