Bataryalar, teknolojik ilerlemelere olanak sağlamıştır. Çoğu kişi bu yazıyı batarya ile çalışan bir cihazda okuyor olabilir. Bataryalar, Goldilocks’a benzer bir şekilde işlev görür. Ev hırsızlığı yapmazlar veya ayı ailesini taciz etmezler, ancak belirli koşulları tercih ederler. En uygun çalışma sıcaklıkları vardır ve aşırı sıcak veya soğuk koşullardan hoşlanmazlar. Bataryalar, elektrik enerjisini depolar ve talep edildiğinde serbest bırakır. Bu işlem kimyasal reaksiyonlarla gerçekleşir. Özellikle lityum iyon bataryalar gibi birçok cihazda bulunan piller için en iyi çalışma sıcaklığı 15-35°C arasındadır. Bu aralığın dışındaki koşullarda bataryaların performansı risk altına girer.
Kaynak: https://www.iflscience.com/what-happe…
Yukarıda açıklandığı gibi, pillerin anahtarı potansiyeli elektriğe dönüştüren kimyasal reaksiyondur.
Sıcaklığın bir fonksiyonu olabilen iç direnci de hesaba katmak gerekir. Bazı bataryalarda iç direnç oda sıcaklığında en düşük seviyededir, bu nedenle sıcaklık çok yükseldiğinde direnç artacaktır.
Peki akünüzü soğuk tutmak daha mı iyi?
Daha yavaş bir kimyasal reaksiyon daha az elektrik akımı anlamına gelir ve iç direnç daha düşük sıcaklıkla artar, bu da daha da az akım anlamına gelir.
Suyun donma noktasının altında lityum iyon bataryalar, deşarj kapasitesinin önemli ölçüde düşmesi ve bataryaların genel olarak daha az aktif olması nedeniyle düşük performans gösterecektir.
Kaynak: https://onedio.com/haber/sicak-ve-soguk-havanin-batarya-performansi-uzerindeki-etkisi-1212822