AJANSSPOR-HABER
Trendyol Süper Lig ekiplerinden Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, gündeme dair açıklamalarda bulunuyor.
“Galatasaray’ın nasıl bir beka sorunu olduğunu açıklayacağım”
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’in açıklamalarına yanıt vererek sözlerine başlayan Koç, “Rakibimizin başkanından yöneticisine kadar rekabetinin düşürdüğü seviye mezbahayı aratır yönde. Bizim camiamızı tahrik ederek suç işliyorlar. Buna dur diyebilen bir federasyon yok. Sürece dahil olacak başka mecra da yok. Galatasaray’ın nasıl bir beka sorunu olduğunu açıklayacağım. Hayali senaryolarla değil gerçeklerle sizlere sunacağım. Sanal gündemlerle sipariş sorularıyla medyadaki kalemsörleriyle kısa süreli mutlu olabilirler. Fakat sonunda tarihin sayfalarında yer alan kirli ilişkileri ortaya çıkacaktır. Aynen bugün olacağı gibi.
“TFF’yi baskı altına kurarlar ve hayali düşmanlar yaratırlar”
Rakibimizin DNA’sını size anlatmaya çalışacağım. Karakteristik özellikleri riyakarlıktan ibarettir. Tenhada ayrı, umumide ayrı konuşurlar. Kendilerine yapılmasını istemediklerini başkalarına yapmaktan çekinmezler. Ortalığı karıştırıp, bundan da nemalanırlar. Hak hukuk mevzuat tanımazlar, kul hakkı yemekten çkeinmezler. Türlü türlü tehdit, şantaj yaparak özellikle hakemleri ve TFF’yi baskı altına kurarlar ve hayali düşmanlar yaratırlar. Bu kulübün Türk futbolunun bekası için ne büyük tehdit olduğunu anlatacağım.
“Kimin emeği gasp edilmesi gerekirse gözünün yaşına bakmazlar”
Futbolun marka değeri için mücadele ettiklerini söylerler, sadece kendileri için değil tüm kulüpler için adalet arayışında olduklarını söylerler. Hatta bunun için her hafta kendi kanallarını futbol için adalet programı yapacaklarını söylediler. Hiç program yapılmadı. Kimin emeği gasp edilmesi gerekirse gözünün yaşına bakmazlar. Anlık günü kurtarmak için samimiyetsiz söylemler yaparlar, herkesi saf görürler.
“TFF Başkanı ve kurulları Galatasaray için ne anlam ifade ediyor?”
TFF Başkanı ve kurulları Galatasaray için ne anlam ifade ediyor? Biz bu ilişkiyi çözemedik. Danışıklı bir dövüş mü yapıyorlar? TFF’ye siper oldular, Çok kısa süre sonra aynı TFF’yi tarihin en kötü başkanı olarak ilan edip, istifasını istediler. 2 gün sonra da hesap vermeye davet ettiler. Bir maçta kulübümüz hakkını aramak için 19 Mart’taki Alanyaspor maçının devre arasında bir paylaşım yaptık. Kıyameti kopardılar. Aradan 10 geçti, birebir aynısını kendileri yaptı.
“Bizim gibi yabancı hakem talebinde bulunun”
Bunların bir taktikleri var insanların üstünde baskı kurabilmek için. Fenerbahçe ile ilgili şirketlerde çalışıyor, Koç Grubu’nda çalışıyor, başka alakasız konuları gündeme getirdiler. Söz konusu olan durum, kişiyi kamuoyunun önüne atmak. PFDK başkanını Fenerbahçeli olarak suçlamasının ertesi günü Tahkim Kurulu başkanının oğlunu Galatasaray üyesi yaptılar. Aynı şeyi biz yapsaydık ne olurdu? Madem TFF Başkanınından memnun değilsiniz, madem kurullar rezil. Hakemler için her maç sonrası bir şeyler diyorsunuz. Siz de bizim gibi yabancı hakem talebinde bulunun. Mertseniz, kendinize güveniyorsanız yabancı hakemi destekleyin. Samimiyseniz desteklersiniz. Türk hakemlerine güveniyorsunuz ama sadece bizim maçlarda güvenmiyorsunuz. Yani riyakar oğlu riyakarsınız. Ülke için beka problemisiniz.
“Bu ülkede bir tek kulüp çıkıp Fenerbahçe oyuncunuzu ayartmış diyemez”
Okan Buruk’a sormak lazım, en yakın hakem arkadaşı kim? Bilen bilir. Yabancı hakemi tabii istemezler, çünkü en iyi sonuçları Türk hakemlerle alıyorlar. Hülleli transfer yapmada, oyuncu ayartmada, çıkarlarına göre transfer haberleri servis etmede, işini kılıfa uydurmada da Şampiyonlar Ligi’ndeler. Bu ülkede bir tek kulüp çıkıp Fenerbahçe oyuncunuzu ayartmış diyemez. Halbuki onlar yeri gelir kulübünde kontratlı futbolcuyla konuşurlar, sonra da kulübünü köşeye sıkıştırıp oyuncuyu alırlar. Oğulcan Çağlayan, Taylan Antalı örnekleri var” dedi.
“Futbolcu ile anlaştıkları bedel ile resmi kontratta yazan bedel arasında fark var”
Açıklamalarına devam eden Koç, “Kayserispor ile maçları vardı, Pendikspor transfer teklifi yaptı. Tam da Galatasaray maçı öncesinde Thiam kadro dışı kaldı. Sivasspor’dan Saiz’e Pendikspor teklif yaptı. Tam da Galatasaray maçı öncesi kadrodan çıkarıldı. Bu kulüplerin bağını herkes bilir. Bir koalisyon lafı çıkardılar, alın size koalisyon. Gerçek koalisyon. Bize bir sürü transfer çalımı attılar. Futbolcuların şartlarını, beklentilerini biliyoruz. 4 futbolcu var ki resmi kontrattaki bedellerin gerçeği yansıtmasının mümkünatı yok. İradeli bir TFF olsa çağırır sorar. Resmi ve gayriresmi kontrat yapma kültürleri var. Futbolcu ile anlaştıkları bedel ile resmi kontratta yazan bedel arasında fark var. Yeri gelir sponsorluk derler, son dönemde de gayrimenkul anlaşmalarıyla farkı kapatıyorlar.
“Kılıfına uydurmakta üstlerine yok”
Sponsorları çok cömert, o kadar cömertler ki katiyen isimlerinin açıklanmasını istemezler. Geçen gün bir futbolcularına 5 milyon Euro olan imaj haklarının ödenmediğine ilişkin haber yapıldı. Bunlar SPK’Ya veriliyor mu? Kılıfına uydurmakta üstlerine yok. Bizden 8-9 milyon Euro isteyen adama 2.3, 4 milyona imza attırıyorlar. 3 milyona Morutan’ı satmışlardı. Keşke bizde de böyle bir sihirbaz olsaydı dedim. Meğer belirli sayıda ilk 11’de oynarsa transfer gerçekleşiyormuş. Acaba bu transfer 3 milyon Euro limit açmada kullanıldı mı?
“Real Betis – Bakambu transferinde yanıltma var”
Real Betis – Bakambu… Burada da yanıltma var. Bir kurum, niye yanıltıcı bilgi verir? Herhalde çok moda olduğu için değil. 700 bin Euro’ya alınan bir oyuncu 5 milyon garanti, 5 milyon da bonus maddesi olduğu açıklandı. Sonrasında Betis başkanının açıklamasında durumun farklı olduğunu gördük. Ödediğimiz maaşa da bonservis dahil dedi. Zaniolo… Bunlar geçen sene çıktılar, bir yöneticisi bizim teklifimizi ifşa etti. Bu aslında suç. Kurnaz ya Fenerbahçe daha çok verdi oyuncu bizi tercih etti diyor.
“Selahattin Baki Bey’e Beşiktaş’ın eski yöneticisini çağırtmışlar”
Kulübümüz tarafından teklif edilen bonusları, sanki bonusların yüzde 100 gerçekleşmesi algısı yaratması. Bilirkişi raporu geldi. Bu ülkede dürüst insanlar da var. Dava dosyasından alınan raporda kulüp tarafından ödenecek toplam bedelin bonuslar dahil Fenerbahçe’nin teklifinden yüksek olduğu, Erden Timur’un beyanlarının yanlış olduğu, bu durumun haksız rekabet oluşturduğu belirtilmiştir. Selahattin Baki Bey’e Beşiktaş’ın eski yöneticisini çağırtmışlar. Biz de bu davayı açmıştık. Ama onlar çok rahatsız olmuyor bunu yaparken. Burada yetişmiş oyuncuların başka takımlara gittiklerinde Galatasaray’a karşı ortaya koydukları performans herkesin malumu. Bu sezon oluşan kamuoyu tepkisini gördük. Bir kulüp başkanı oyuncuları için çıkıp ‘3 futbolcumuzun beyni ile kalbi arasında çelişki olmuştur’ dedi. Bu Fenerbahçe’ye karşı olsaydı ne olurdu düşünebiliyor musunuz? Eski Galatasaraylı Ümit Karan’ın Eskişehir’deyken paylaştığı anı. Ben Galatasaraylıyım diyerek gol atmak istemediğini açıklıyor. Geçen sezon Belhanda’nın İstanbul’daki maçtan önce rakibi olan takımın tribünleriyle 3’lü çektirmesi…
“Sakın ha konsept dışı soru sormayın”
Bunların kalemşörleri, olağanüstü durumları normalleştirmede doçent olmuş. Burada asıl soru şu. Neden başka bir kulübün eski futbolcularıyla ilgili benzer iddialar gündeme gelmiyor? Niye başka kulüplerde olmuyor? Algı yaratma tarzları. Basın toplantıları, istenmeyen soru soranlara mobing yapmaları. İstenen konsepte göre istenen soru alıyorlar. Sakın ha konsept dışı soru sormayın. Ya kurumlarına şikayet ederler ya da iletişim direktörleri gece yarısı hakaret ve tehdit eder. Yakın zamanda iki isim bunu yaşadı. Yusuf Kenan Çalık ve Beril Böke. Biri 50 yıldır maça geliyorum, böyle bir şey görmedim dedi. Hiçbir hakem hatası söylenmemesine rağmen 2’inci haftada böyle basın toplantısı yaptı. Biri soru sordu. Bu maksatlı soru dedi. Tayfun Bayındır da ‘Galatasaray’ın basın toplantısı için çoğunun eline kağıt veriliyor, belli olmasın diye kulaklarına soru fısıldıyorlar. Biliyorum, şahit oldum çünkü’ diyor. Kulüp resmi hesabıyla taraftar hesaplarına bakın, ne kadar senkronize olduklarını anlarsınız.
“Oyuncularımız sahada dayak yiyor”
Kayrılmaya alışmışlar. Bir nevi sportif rekabet etiği haline gelmiş. İstifa talepleri, hakemlerden şikayetçi olmalarına rağmen Türk hakemlere güveniyoruz demeleri… Türk futbolunu ne hale düşürdüklerini görmek için Antalyaspor maçına ve sonrasındaki gelişmelere bakmak yeterli. İletişim furyası bu kulübün sportif rekabet kültürünün mükemmel yansımasıdır. 1-2 sezon Netflix dizisi çıkar bunların yaptıklarından. Böyle hareket etmelerinin mümkün olmasının ana sebebi kritik maçlarına TFF’nin kulübün tescilli hakemlerini atamasıdır. Bu kulübün başkanı Antalyaspor maçından sonra apar topar hezeyanlarda bulunup konuyu saptırarak, başkalarını hedef yaparak ayıplarını örtmeye çalışmıştır. Bizim maçlarımız basket maçı gibi. Dokunduğun an sarı kart. Oyuncularımız sahada dayak yiyor. Bunlar tekme tokat dövüyorlar. Olacak iş değil. Sahada etkisi var, bir sonraki maç alınmayan kartlar var. Hakem camiası üzerinde etkisi var. Psikolojik etkisi var. Bunlar başarıları bu yöntemlerle ediniyorlar.
“Torreira haftaya derbide olmaması lazım”
Göz göze, kulak kulağa… Az kalsın dudak dudağa… Bizim İngilizce bilmeyen futbolcumuz ‘Aptalca karar’ dediği için atılıyor. Vinicius’a hiçbir şey yok. Bundan sonra derbi maçı var. Torreira haftaya derbide olmaması lazım. Hakem ne kadar yakın. Bu bize olsa… Zaha’ya kart yok kart! Malum takımın başkanı sanki Antalyaspor maçı yaşanmamış gibi bizim aynı hafta oynadığımız Kasımpaşa maçına adresleme yaparak odağı değiştirdi. Bizim maçta da penaltı verilmişti. Ortada bir pozisyon. Ama ondan dakikalar önce Oosterwolde’ye yapılan ve penaltı verilmeyen pozisyon var. O maçı alıyor, kendi maçını örtüyor. Yavuz hırsız ev sahibini bastırır.
“Galatasaraylı hakem Ahmet Çakar itiraf etti”
Önemli maç var. Beşiktaş ve Galatasaray şampiyonluğa oynuyordu. Beşiktaş’ın yenmesi lazım, Galatasaray’a beraberlik yetiyor. Sezon 97/98. Galatasaraylı hakem Ahmet Çakar. Beşiktaş 1-0 önde. 87’de penaltı veriyor. Ve bugün itiraf ediyor. Bir kulübün şampiyonluğu yenmiş. Diyor ki ‘Düdüğü çaldım ve eyvah dedim. Ve penaltı inşallah kaçar diye dua ettim’ diyor. Türk futbolunda kart standartsızlığı norm haline gelmiştir. Kart arasında çifte standartta zirve yapılmıştır. Kartlar bir sonraki maçların kadrolarını da etkileyerek yarışı etkilemiştir.
“Icardi’nin sevk şekli. Kamuoyu baskısı olmasa sevk bile edilmeyecekti”
Biz son 4 maçta 59 faul yapıp 15 kart almışız. Onlar 62 faul yapıp 4 kart almış. Galatasaray’ın 8 maçına bakalım. Galatasaray son 8 maçında 98 faul yapmış, 10 sarı kart görmüş. Verilmeyen 8 kırmızı kartlık pozisyonu gündeme getireceğiz. Şampiyonluk yarışını nasıl doğrudan etkilediğini göreceksiniz. Muslera sarı kart görüyor, sonra hakemi alkışlıyor. Kerem’in sarı kartı var, görse oyundan atılacak… Kurullar PFDK, Tahkim… Burada da dengesizlik var. Bu sezon bize 9 milyon TL ceza kesilmiş. Diğer takıma 6 milyon 290 bin. Biz indirimlerle 8 milyon 116 bin, onlar 4 milyon 947 bin. Icardi’nin sevk şekli. Kamuoyu baskısı olmasa sevk bile edilmeyecekti. En az 2 hafta olmaması gereken sevki tedbirsiz yaptığın zaman kurula 1 hafta ver diyorsun. Yumruk olayında TFF tarafından erteleme kararı verildi. Sebebini bilmediğimiz nedenden dolayı 1. Lig maçları kaydırıldı. Ancak Süper Lig’de sadece o haftanın maçları ertelendi. Bu niye önemli? Hangi konularda avantaj ve dezavantaj sağlar? Oyuncu cezaları, hava şartları… Bütün bu şartlarda net bir şekilde rakibimizin lehine şartlar oluşturuldu. Yurt dışı deplasmanından gelip soğuk deplasmanına gideceklerdi vs.
Kaynak: https://ajansspor.com/haber/canli-ali-koc-oyuncularimiz-sahada-dayak-yiyor-659757