Daha önce hiç yeni bir şeyler denemeniz gerekirken kendinizi geri çekmek zorunda hissettiniz mi? Hani bir şey yapmaya yeltenirsiniz de içinizden bir ses ”Yapma, bildiğin yoldan devam et” der ya… İşte, tam olarak sizi yeni şeyler denemekten alıkoyan o sesten bahsediyoruz.
Bu içeriğimizde, insanların neden yeni şeylere karşı tedirgin hissettiğini ve hangi faktörlerin bizi bu şekilde düşünmeye ittiğini anlatıyoruz. Eğer siz de yeni şeyler deneme konusunda kendinizi çekingen hissediyorsanız, bu yazımızda kendinizden bir parça bulabilirsiniz!
İtiraf edelim, yeni şeyler denemekten çoğu zaman kaçınıyoruz. Beynimiz bizi genellikle kolay yollara sokmaya çalışıyor.
Konfor alanından çıkmakta zorluk yaşadığımız gibi yeniliklere çekimser tavırla yaklaşabiliyoruz. Bu çekince, hayatın her alanında kendini hissettiriyor. Nerelerde mesela? Gelin, birkaç örnek verelim.
Yemek yerken bile hep benzer seçeneklerden ilerliyoruz. Örneğin, yeni bir restorandan yemek söylemek veya daha önce hiç tatmadığımız bir yemeği sipariş etmek oldukça güç olabiliyor. Zira halihazırda severek tükettiğiniz yiyeceklerden devam etmek istiyorsunuz.
Film veya dizi izlemek istediğinizde bile yeni bir şey izlemek yerine, eskiden izleyip beğendiğiniz bir film veya diziyi tekrardan izlemek size daha cazip gelebiliyor.
Aynı şekilde mevcut işimizden memnun olmadığımız halde yeni bir alana geçemiyoruz. Konfor alanını bir türlü terk etmiyoruz. Peki ama bunun sebebi ne? Neden yeni şeyler deneme fikri bize ”uzak” geliyor?
Aslında yeni şeyler denemekten korkmanın kökeninde psikolojik, sosyolojik ve biyolojik faktörler yatıyor. Özellikle de yetiştirilme tarzımız, karakter gelişiminde önemli bir rol oynuyor.
Unutmayın ki çoğumuz ”Başıma icat çıkarma!” diyen ebeveynlerin çocuklarıyız.
Anne ve babalarımız, bize hep bildiğimiz yoldan gitmeyi öğretti. Karda yürürken dahi önceden başkalarının bastığı yerleri takip etmemiz söylendi.
Yeni bir düşünceyle onların karşısına çıktığımızda, ”Eski köye yeni adet getirme!” cümlesiyle sık sık karşılaştık. İşte, böyle bir yetiştirilme tarzı da karakter gelişimimizi bir hayli etkiliyor.
Ayrıca psikolojik açıdan baktığımızda, belirsizlik ve kontrol kaybı korkusu insanları yeni deneyimlerden alıkoyuyor. Beynimiz, bu tip faktörlerden ötürü güvenli görülen rutinleri tercih ediyor. Zira değişiklik, tehlike sinyali olarak algılanabiliyor.
Ayrıca geçmişte deneyip de başarısızlıkla karşılaştığınız deneyimler de sizi yeni şeyler deneme konusunda ”çekimser” hale getiriyor. Nitekim yaşadığınız başarısızlıklar, öz güveninizi zedelerken bildiğiniz yoldan şaşmamanız gerektiğini aklınıza kazıyor.
Bunların yanı sıra, sosyolojik açıdan bakıldığında toplum tarafından yargılanma korkusu da bir hayli etkili olabiliyor. Zira yeni bir şey denemek, eleştirilme veya dışlanma kaygısını tetikleyebiliyor.
Son olarak, biyolojik açıdan baktığımızda ise beynin amigdala bölgesi, risk algısıyla yakından ilişkili olduğu için tehdit hissettiğinde koruma tepkisi veriyor. Bu faktörlerin birleşimi de insanları bilinenden sapmamaya itiyor. Bu yüzden alışkanlıklarımızdan bir türlü kopamıyor, yeni şeylere karşı ”mesafeli” yaklaşıyoruz.
Kaynak: https://onedio.com/haber/neden-yeni-seyler-denemekten-korkuyoruz-sebeplerini-ogrenince-vay-be-diyebilirsiniz-1269339