Birol BOZKURT
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), piyasa beklentilerine paralel olarak politika faizini %50 seviyesinde sabit tuttu. Üst üste altıncı toplantıda faiz oranında değişiklik yapmayan Merkez, karar metnindeki önemli bir değişiklikle dikkatleri üzerine çekti.
Ağustos ayındaki karar metninde yer alan “Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır” ifadesi son metinde “Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır” şeklinde değişti. Enflasyon görünümündeki bozulmalar karşısında daha esnek bir yaklaşım benimseyen TCMB, yeni stratejisiyle piyasaların yönünü belirleyecek gibi görünüyor.
Sıkı duruş ve likidite mesajları korundu
TCMB’nin karar metninde Ağustos ayında aylık enflasyona dair göstergelerin bir bütün olarak incelendiğinde, ana eğilimin belirgin bir değişim sergilemediği belirtildi. Üçüncü çeyreğe ilişkin göstergelerin yurt içi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyonist etkisinin azaldığını teyit ettiğini söyleyen TCMB temel mal enflasyonu sınırlı bir artışla düşük seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonundaki iyileşmenin son çeyrekte gerçekleşmesinin beklendiğini söyledi.
TCMB, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğini kaydetti. Ek sıkılaşma vurgusu metinden çıkarken, diğer mesajlar korundu TCMB’nin metninden ek sıkılaşma vurgusu çıkarken sıkı duruş ve likidite adımlarına yönelik mesajların da korunduğu görüldü. Metinde, para politikasındaki kararlı duruşun; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşüreceği ve dezenflasyon sürecini güçlendireceği belirtildi.
TCMB aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceğini söyledi. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla destekleneceğini belirten TCMB likidite koşullarının muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlendiğini, sterilizasyon araçlarının da etkili şekilde kullanılmaya devam edileceğini söyledi.
4 bin 150 baz puanlık sıkılaşma
Geçen yıl gerçekleşen genel seçimlerin ardından Haziran ayından beri yaşanan sıkılaştırmanın sonucu olarak TCMB politika faizini sonuncusu Mart ayında olmak üzere 4 bin 150 baz puan yükseltmişti. Enflasyon Mayıs’ta yıllık yüzde 75,45’te zirve yaptıktan sonra politika değişimi ve baz etkisinin de katkısıyla düşüşe geçerek Ağustos ayında yüzde 51,97 olarak gerçekleşti. TCMB bu düşüşün yıl sonunda yüzde 38’e ulaşacağını öngörürken piyasa katılımcıları anketine göre bu beklenti yüzde 43 civarında kalacağı yönünde. Kısa süre önce güncellenen OVP’deki yıl sonu tahmini ise yüzde 41,5 seviyesinde.
Perform Portföy Fon Yöneticisi Altan Aydın: TCMB faiz indirimine kasım ayında başlar
FED, dun aslında piyasa işlemcilerinin istediğini verdi diyebiliriz. Karar öncesinde 50 baz puan indirim fiyatlanıyordu fakat ekonomist beklentileri 25 baz puan etrafında kümelenmişti, bu açıdan çok da sürpriz bir karar olarak görmüyorum.
Fakat bence daha önemlisi 2025 için faiz beklentilerinin aşağı çekilmiş olmasıdır. Tabi piyasa için en cok merak edilen büyüme projeksiyonları oldu, Fed büyüme tahminlerini değiştirmedi, bu da resesyon endişelerini öteledi fakat hala veri odaklı olmak gerektiğini düşünüyorum, zira yıl sonuna kadar çok beklenti değişebilir fakat şimdilik bu karar risk algısı açısından pozitif. İçeriye dönecek olursam bu toplantıyı pas geçen TCMB’nin, kasımda başlamak üzere yıl sonunda politika faizinin %45 seviyesinde oluşacağını düşünüyorum.
Sebebi yıl içinde artırılan sürpriz faizin geri alınması anlamına geleceği ve Ekim başında açıklanacak olan yıllık enflasyonun artık politika faizinin altına gelecek olmasıdır. Yani %45’e gelecek olan politika faizi hala gevsek bir para politikasına ihtiva etmeyecektir. Burada bizim için önemli olan önümüzdeki 12 aylık süreçte enflasyon beklentilerini çıpalamak, bunu da sadece para politikasıyla sağlamak kalıcı olmayacaktır.
Ata Yatırım Hazine GMY Etem Öztekin: Enflasyonda bozulma olursa ilk indirim 2025’e kayabilir
TCMB’nin beklentiler dahilindeki kararını ve sonrasında yayınladığı karar metnini olumlu karşılıyoruz. Belli ki açıklanacak olan enflasyon verilerindeki düşüşün yanı sıra dün FED’in ve önceki hafta ECB’nin yaptığı faiz indirimleri TCMB’nin elini bir nebze güçlendirmiş görünüyor.
Ancak verileri görmeden de, önden bir faiz indirimi yapmamasını ya da Ekim ayında yapacağına dair sinyal vermemesini doğru buluyoruz. Kararın açıklandığı saatlerde Mehmet Şimşek’in Eylül enflasyonunda %40’lı seviyelere ineceğini açıklaması önemliydi. Eylül’de aylık enflasyonun %1.70 – %2.00 arasında gelmesi halinde, yıllık enflasyon %47.50-%48.00 bandına inecek.
Buna yakın bir enflasyon verisi gelmesi durumunda TCMB’nin Ekim ayında da herhangi bir indirim yapmayacağını, 4 Kasım’da açıklanacak Ekim enflasyonunu görmek isteyeceğini tahmin ediyoruz. Kasım ayındaki PPK tarihinde yıllık enflasyonun %45 seviyelerinde olması muhtemel. Bu beklentilerimiz doğrultusunda; sinyalini Ekim PPK metninde verip ilk faiz indirimini Kasım’da yapması ihtimalini yüksek görüyoruz. Enflasyon verilerinde beklenti dışı bir hareket olması durumunda ise ilk faiz indiriminin 2025’in Ocak ayına kaymasını bekleriz.
BBVA Küresel Piyasalar Strateji Direktörü Tufan Cömert: Sterilizasyon araçlarının etkin kullanımına devam edilecek
TCMB bugün toplanarak politika faizini üst üste altıncı kez %50 seviyesinde tutma kararı aldı. Biz de dahil olmak üzere piyasalar politika faizinde bir değişiklik beklemiyordu. Açıklama metninde bazı değişiklikler olsa da ana mesajlar yine şahin tarafta yer alıyor. TCMB sıkı duruşunu sürdürecek ancak “enflasyonda kalıcı bir kötüleşme olursa para politikası daha da sıkılaştırılacaktır” cümlesini değiştirdi.
TCMB bunun yerine “koşulların kötüleşmesi halinde para politikası araçlarını etkin bir şekilde kullanacağını” belirtiyor. Bu, faiz artırımı olasılığını ortadan kaldırmıyor, ancak açık bir referansın kaldırılması, faiz artırımlarının ileriye dönük olarak masadan kalktığı şeklinde algılanacaktır. TCMB ayrıca, iç talepteki yavaşlamanın devam etmesi nedeniyle Ağustos ayında enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir değişiklik gözlenmediğinin değerlendirildiğini belirtmiştir. Bununla birlikte, hizmet enflasyonundaki iyileşmenin 4Ç’de gerçekleşmesi beklenmektedir.
TCMB ayrıca sterilizasyon araçlarının etkin bir şekilde uygulanmaya devam edeceğini yineliyor. Özetle, önceki toplantılarda olduğu gibi, TCMB faizlerin gelecekteki patikasına veya olası faiz indirimlerinin zamanlamasına ilişkin herhangi bir yönlendirme yapmıyor. Ancak tonunda herhangi bir yumuşama yok, dolayısıyla bize göre bu yine şahin bir açıklama. Herhangi bir sinyal vermek için en uygun zaman 8 Kasım’da yayınlanacak olan yılın son enflasyon raporu olacaktır.
Fazla TL likiditesine ilişkin olarak TCMB yine bir sinyal vermiyor, ancak sistemde hala 300 milyar TL likidite var ve bunun başlıca nedeni TCMB’nin döviz alımları. Dolayısıyla, TCMB’nin tercihinin bu likidite fazlasıyla mücadele etmek yerine döviz rezervlerini artırmak olduğu görülüyor. TL likidite fazlası TL mevduat faizlerinin düşmesine neden olarak yerel yatırımcıların para birimi tercihini etkileyebilir ancak DTH ve DTH verilerine bakıldığında böyle bir durumun söz konusu olmadığı görülüyor. Bu anlamda, TCMB’nin piyasanın olduğu gibi kalmasına izin vermesi muhtemeldir.
Kaynak: https://www.dunya.com/ekonomi/ilk-indirim-kasimda-bekleniyor-haberi-746725