EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender YORGANCILAR
İkincisi ise yeryüzünün en bereketli topraklarını oluşturan Ege Bölgesi’ne sırtını dayamış durumdaki konumudur. Tarih boyunca pek çok uygarlık, işte bu iki kritik özelliğinden ötürü İzmir’i odağına almış, ona egemen olmak için çalışmıştır.
Yüzyıllar boyunca Türk egemenliğindeki İzmir, Türklerle bütünleşti ve dahası, özünü hoşgörü ve birlikte yaşam kültüründen alan yapısıyla, söz konusu dönemde en zengin, en müreffeh ve en parlak çağlarını yaşadı. İtilaf devletleri ülkemizi bölme ve parçalama planları yaparken dahi İzmir’in zengin ekonomik, ticari ve kültürel yapısı, çökmekte olan imparatorluğa tezat bir görüntü sergilemekteydi.
Ne var ki tarihimizin kara günlerinden biri olarak andığımız 15 Mayıs 1919’da başlayan işgal, İzmir’de ve bütün Batı Anadolu’da milletimizin karanlıkla ve çileyle dolu, ama bir yandan da inanç, azim ve mücadele dolu üç yıl yaşamasına yol açtı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde işte bu inanç, azim ve mücadele ruhu adeta somutlaştı ve 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz, 9 Eylül’de İzmir’in kurtuluşu ile kesin zafere erdi.
Eşsiz Önderimiz Atatürk’ümüzün, onun sımsıkı kenetlediği milletimizin ve ordumuzun bu benzersiz zaferi; İzmir’i düşman işgalinden kurtarılan bir şehir olmanın ötesinde, bir milletin bağımsızlığının nişanesi haline getirdi. İzmir’in kurtuluşu, ülkemizin ve milletimizin de kurtuluşunu simgeler. Ulusumuzun varoluşunu oluşturan kilometre taşları içerisinde en önemlilerinden biri olan 9 Eylül İzmir’in Kurtuluşunun 102’inci yılını gurur ve kıvançla kutluyorum.
Kaynak: https://www.dunya.com/is-dunyasi/bu-benzersiz-zafer-ile-izmir-bir-milletin-bagimsizliginin-nisanesi-haline-geldi-haberi-745135