Tarım insanlığın en eski mesleği, bizi toprağa, doğaya bağlayan en temel uğraşımız. Ama bugünlerde tarım, hiç olmadığı kadar değişiyor. Eskiden sabahın ilk ışıklarıyla kalkan çiftçilerin yerini şimdi robotlar ve ileri teknoloji aldı. Evet, teknoloji her yerde olduğu gibi toprakta da yerini aldı; tarımda artık robotların zamanı!
Peki, ne oldu da binlerce yıllık bu geleneksel sektör böylesine bir dönüşümün eşiğine geldi? İklim değişikliği, nüfus artışı, azalan su kaynakları derken, tarımın üzerine düşen yük her geçen gün artıyor. Teknolojinin tarım faaliyetlerinde devreye girmesiyle tarım adeta yeniden keşfedilmiş oldu.
Bugün tarlalara baktığınızda, GPS ile donatılmış otonom traktörler görebilirsiniz
Bu traktörler, milimetrik bir doğrulukla tarlayı sürebiliyor, üstelik bu sırada ne bir damla yakıt ne de bir saniye zaman boşa harcanıyor. Bir yandan bu durum harika, çünkü çiftçilerimizin işi kolaylaşıyor, verimlilik artıyor. Diğer yandan, iş gücüne olan ihtiyacın azalmasıyla birlikte, bir belirsizlik de doğuyor: Bu teknolojik ilerlemeler, kırsal bölgelerde işsizliğe yol açar mı?
Bu sorunun cevabı basit değil, ama kesin olan bir şey var ki, tarımda iş gücü ihtiyacı azalırken, teknolojiye hâkim olan insanlara daha çok ihtiyaç duyulacak. Yani, belki de tarlada sabanla çalışan değil ama robotları programlayan çiftçiler göreceğiz.
Robotlar sadece traktörlerle sınırlı değil elbette. Hasat robotları, tarlalarda geziyor, meyveleri topluyor, hatta bazen hangi meyvenin toplanmaya hazır olduğunu bile biliyorlar. Üstelik dronlar da bu işin içinde. Tarlaları gökyüzünden izlerken, bitkilerin sağlık durumunu takip eden ve zararlı böceklerin nerede olduğunu belirleyen dronlar görevlerini başarıyla gerçekleştirmeye başladı. Bunu yaparken, hassas sensörlerle bitkilerin ne kadar suya, gübreye ya da ilaca ihtiyacı olduğunu hesaplıyorlar. Böylece hem kaynaklar daha verimli kullanılıyor hem de çevreye verilen zarar en aza indiriliyor.
Ama her madalyonun iki yüzü var.
Bu teknolojilerin ilk yatırım maliyeti oldukça yüksek. Küçük ölçekli çiftçiler, bu tür sistemlere erişmekte zorlanabilir, diğer yandan bu teknolojiler arasındaki eşitsizlikler bazı bölgelerde üretim farklılıklarına yol açabilir.
Geleceğin tarımı nasıl olacak? İyimser miyiz yoksa kaygılı mı? Aslında ikisi de. Teknoloji doğru kullanıldığında, sürdürülebilirlik hedeflerimize ulaşabiliriz. Daha az su, gübre, ilaç kullanarak daha fazla ürün elde edebiliriz. Ancak sosyal etkileri doğru yönetemezsek, bu dönüşüm bazı bölgelerde işsizliği ve sosyal huzursuzluğu artırabilir.
Sonuç olarak, tarımda geleceğin eli robotlarda olabilir ama bu, insanın doğayla olan bağını koparmak zorunda olduğu anlamına gelmiyor. Aksine, bu teknolojiler bize doğayı daha iyi anlamak, ona daha fazla saygı duymak için bir fırsat sunuyor. Tarım, sadece geçmişimizin değil, aynı zamanda geleceğimizin de temel taşlarından biri olmaya devam edecek. Ama bu kez, biraz daha teknolojik, biraz daha çevre dostu ve belki de biraz daha dijital olacak.
X
Instagram
Facebook
Linkedln
YouTube
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Kaynak: https://onedio.com/haber/tarimda-gelecegin-elleri-robotlar-ve-otomasyon-1239569