Başak Nur GÖKÇAM
Küresel ısınma, artan karbondioksit emisyonu salımı nedeniyle hızlı bir şekilde ilerlemeye devam ediyor. Bu ısınmayı bir nebze olsun yavaşlatma çabası, bazı pazarlarda duraksamaya neden olurken, bazı pazarların da hızlı büyümesinde etili oldu.
Yapılan araştırmalara göre endüstriyel hayvancılığın sindirim süreci nedenli toplam metan gazı emisyonundaki payı tek başına yüzde 25 civarında olurken, bu orana gübre işleme süreçlerinin eklenmesi söz konusu oranı yüzde 30’a çıkardı.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından gerçekleştirilen küresel ölçekli bir çalışmaya göre hayvancılık nedeniyle gerçekleşen insan kaynaklı sera gazı salımının toplam miktar içindeki payı yüzde 14.5 olarak hesaplandı. Yapılan bu hesaplamada hayvanların sindirim süreci sonucunda ortaya çıkan metan gazının dışında, gübre yönetimi, enerji tüketimi ve yem üretimiyle ortaya çıkan metan gazı, tek başına ele alındığında küresel insan kaynaklı sera gazı salımında oranın yüzde 6.8’e gerilediği görüldü.
Yani insanlar, yedikleri ve içtikleriyle dünyayı ısıttı. Sürdürülebilirlik hedefleriyle birlikte artan beslenme bilinci, bitkisel içecek pazarının da büyümesine ve gelişmesine neden oldu. Öyle ki pazarda yıllık yaklaşık yüzde 40 oranında bir büyüme yaşanıyor ve şu an bitkisel içecek pazarının büyüklüğü 500 milyon ile 1 milyar TL arasında seyrediyor. İşte yerli bitkisel içecek markamız Nilky’nin kuruluş hikâyesi de aslında pazarda yaşanan bu hareketliliğe dayanıyor.
Her şey yulaf sütüyle başladı
Lise arkadaşı olan Caner Peltekçi ve Emre Başar Sözen kendi alanlarındaki profesyonelliklerini bir girişimde birleştirerek bitkisel içecek markası Nilky’i kuruyorlar. Markalarının kuruluşunda yulaf sütünün hikâyesinin etkili olduğunu anlatan Nilky Kurucu Ortağı ve CMO’su Caner Peltekçi, “Uygun fiyatlı bir bitkisel içeceği raflara kazandırma hedefiyle Kovid-19 salgını sürecinde markamız üzerinde çalıştık ve 2021 yılında Nilky’i kurduk.
İngilizce süt anlamına gelen ‘milk’ isim olarak alınamadığı için kabuklu kuruyemiş anlamına gelen ‘nut’ kavramının baş harfini de alarak Nilky adıyla ilerledik. Böylece ismimiz hem sütü hem de kabuklu yemişi anımsatıyor oldu. Ve bugün geldiğimiz noktada yüzde 2 bin 200 bir büyüme ile pazarda yerimizi aldık” dedi.
“İlk iki markadan biri olduk”
İşe başladıklarında 2-3 kişilik bir Ar-Ge ekibiyle yola koyulduklarını ve şu an 9 kişi ile çalıştıklarını söyleyen Peltekçi, “2022 yılı ile kıyaslama yaptığımızda 2023 yılında ürün satışlarımızın yüzde 55, pazar payımızın yüzde 15, ciromuzun da yüzde 250 arttığını söyleyebiliriz.
Nilky artık satıldığı tüm kanallarda ilk iki markadan biri olmuş durumda” bilgisini verdi. Ürünlerde kullanılan oranların gerekliliğine ilişkin de bilgi veren Peltekçi, “Evde belli karışımlarla bitkisel içecek ve/veya süt yapılabileceği belirtilse de elde edilen içeceğin özel bir Ar-Ge ekibi tarafından geliştirilen bir ürünle aynı olması mümkün değil.
Bir badem sütünde badem oranını yüzde 3 yapabilirsiniz fakat bunu yüzde 100 badem yapsanız zaten katı kıvamda olacaktır. Ayrıca doğrudan evde yapılan içecekleri bir kahveyle karıştırdığınızda sütün kesildiğini görürsünüz fakat bizim geliştirdiğimiz bitkisel sütler tüm bunlar düşünülerek özel kıvamlar elde edilerek hazırlanıyor. Zaten bizim sütümüzden içen bir kişinin bir kere tadına bakması, satın alımlara yönlendirecektir” değerlendirmesinde bulundu.
“Pazardaki en uygun fiyatlı bitkisel ürünler bizde”
Hayvansal süt ve bitkisel içecek arasındaki fiyat farkına da değinen Caner Peltekçi, “Biz risk alarak rakip markalardan daha uygun fiyatlarla pazara giriş yaptık. İthal gelen ürünle, içerik ve üretim tarzı aynı olan üründe marjlardan fedakarlık ettik ve markamıza yatırım yaptık. Çünkü biz ilk yola çıktığımızda para kazanmaktan öte markamız ve pazar büyümesi hedefiyle ve pazar büyürken, pazardan pay alacağımız stratejisiyle ilerledik.
Böylece daha önce 40 TL’den satılan ürünü biz 20 TL’ye piyasaya çıkartmış olduk. O dönemde bizim ürünümüz hayvansal sütten 1 TL fazla idi ve müşteri buna da neden 1 TL fazla sorusuyla yanaşıyordu. Bu yaklaşımı tamamen ortadan kaldıramayız ama neticede bizim ürünümüz daha nitelikli olduğu için arada makas olmaya devam edecek. Yine de şu an pazarın en uygun fiyatlı bitkisel sütlerini biz satıyoruz” dedi.
“Ağırlıklı olarak Orta Doğu pazarındayız”
Cironun yüzde 18 ila 20’sini ihracattan elde ettiklerinin bilgisini veren Nilky Kurucu Ortağı ve CMO’su Caner Peltekçi, “Ağırlıklı olarak Orta Doğu pazarındayız. Dubai ve Lübnan pazarımızın çok büyük kısmını kapsıyor ama bunun yanı sıra Libya, Birleşik Arap Emirlikleri, Malta, Katar, Irak, Bahreyn, Singapur, Umman, Suudi Arabistan gibi yerlere de sevkiyatlarımız devam ediyor. Hedefimiz elbette yeni pazarlarda da hakimiyet kurmak ama bunlar zamanla, pazar büyüdükçe yaşanacak şeyler” diye konuştu.
“Tüketimi 1 gram bile azaltsak vicdanen rahat hissedeceğiz”
Hayvanların sanayileşmesinin vicdani olarak farklı bir mesele olduğunu ve özellikle Avrupa, Avustralya ve Güney Amerika’da insanın tüketmesi için hayvan üretildiğini belirten Nilky CMO’su Caner Peltekçi, “Bu tüketimi yaparken hayvanları doğal ortamına bırakmıyorlar ve iş kritik bir sanayileşme sürecine evrildi. Biz bu noktada söz konusu tüketimi bir gram bile eksiltmiş olursak vicdanen kendimizi rahat hissedeceğiz. Çünkü bu tüketimi azaltmak ve azaltırken de alternatifin bol olduğu bir gerçek. Biz bunu anlatmaya çalışıyoruz. Hayvanları doğal alanında rahat bırakalım” dedi.
Kaynak: https://www.dunya.com/sirketler/emisyon-azaltim-hedefiyle-kuruldu-3-yilda-2-bin-200-buyudu-haberi-740340