İran‘da Batı ülkeleri dahil dünya ile güçlü etkileşimi savunan söylemlerde bulunan Mesud Pezeşkiyan‘ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin, ülkenin dış politikasında özellikle Batı ile ilişkilerde bazı değişimlerin habercisi olabileceği düşünülüyor.
Pezeşkiyan, Batı ile ilişkileri yeniden şekillendirmek ve özellikle nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması konularında aktif adımlar atmayı planladığını ifade ediyor. Seçim kampanyasında Pezeşkiyan, İran’ın uluslararası ekonomik izolasyonunun sona erdirilmesinin ve yaptırımların kaldırılmasının öncelikli hedefleri arasında olduğunu sıklıkla vurguladı.
Pezeşkiyan, Batı ile kuracağı güçlü ticari bağlarla İran’ın küresel ticarette daha etkili bir konuma gelmesini amaçlıyor. Bu doğrultuda ABD’nin 2018’de tek taraflı çekilmesinden sonra uygulanamayan nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması hayati önem taşıyor. Anlaşmanın yeniden devreye girmesi, İran’ın dünya ekonomisiyle daha fazla entegre olmasına ve ekonomik kalkınmanın hızlanmasına olanak sağlayabilir.
Bölgesel politikada ise Pezeşkiyan’ın komşu ülkelerle daha yapıcı ve barışçıl ilişkiler kurmaya odaklanması bekleniyor. Seçim kampanyası boyunca, İran’ın bölgesel çatışmaların çözümünde daha yapıcı bir rol oynaması gerektiğini dile getiren Pezeşkiyan, komşu ülkelerle diplomatik ilişkilerin güçlendirilmesinin önemine dikkati çekti. Bu yaklaşım, bölgedeki gerginliklerin azalmasına ve İran’ın uzun vadeli çıkarlarının korunmasına katkı sağlayabilir. Pezeşkiyan, İran’ın bölgedeki istikrarın korunmasına yönelik adımlar atmasının, hem ekonomik hem de politik açıdan faydalı olacağını düşünüyor.
Bunlara rağmen İran’ın iç siyasi dinamikleri ve bölgesel güç dengeleri, Pezeşkiyan’ın politikalarının başarısında belirleyici olacak. İran içindeki çeşitli siyasi grupların ve bölgesel aktörlerin tepkileri, Pezeşkiyan’ın izlediği politikaların uygulanabilirliğini ve sürdürülebilirliğini etkileyecektir. Yine de Pezeşkiyan’ın liderliği altında İran’ın daha açık, işbirliğine dayalı ve reformist bir yol izlemesi mümkün görünüyor.
İranlı uzmanlar, Pezeşkiyan döneminde Tahran’ın dış politikası ve Batı ile olan ilişkilerinin nasıl şekillenebileceğini AA muhabirine değerlendirdi.
Tahran İslami Azad Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Hamid Ruşençeşm, Pezeşkiyan’ın Batı ile ilişkilerde yumuşama ve nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma konusundaki iradesinin ciddi olduğunu söyledi.
“Rusya-Ukrayna savaşı ve İsrail’in Gazze’deki saldırılarının geleceği İran-ABD ilişkilerinde belirleyici faktör olacak”
Buna karşılık İran ile başta ABD olmak üzere küresel güçler arasında yaşanan birçok olaydan sonra nükleer anlaşmanın yeniden yürürlüğe sokulmasının karmaşıklaştığına dikkati çeken Ruşençeşm, “Kuşkusuz İran’ın nükleer teknik kapasitesi ve uranyum zenginleştirme düzeyini artırması, Gazze’deki savaşın başlamasıyla birlikte direniş gruplarının yakınlaşması ve koordinasyonu sürecinde İran’ın rolü ve İran’ın Gerçek Vaat Operasyonu adı altında doğrudan İsrail’e saldırması ve Yemen’deki Husilerin eylemleri gibi ortaya çıkan gelişmelerle mesele daha da karmaşık hale geldi.” diye konuştu.
Tüm bunlarla birlikte 2015 yılındaki nükleer anlaşmadan bu yana birçok göstergenin değiştiğini ve bu yüzden anlaşmanın eski haliyle uygulanmasının mümkün olmayacağını belirten Ruşençeşm, şunları kaydetti:
“Herhangi bir nükleer anlaşmanın artık yeni bir anlaşma olacağı açık çünkü özellikle İran’ın, zenginleştirme düzeyindeki stratejik konumu büyük ölçüde değişti. Bu nedenle, benzer bir anlaşmaya varılmasına dair herhangi bir girişim, yeni bir müzakere sürecine ve farklı sonuçlara sahip olacaktır. Yeni anlaşma da farklı sonuçları olan zor ve karmaşık bir yol olacak ve bu da Pezeşkiyan hükümetinin bu konuda başarıya ulaşma ihtimalini oldukça karmaşık hale getiriyor.”
Dünya ve bölgesel denklemlerin de İran-ABD arasındaki ilişkilerin yumuşatılmasını zorlaştırdığını dile getiren İranlı akademisyen, Rusya-Ukrayna savaşı, İsrail’in Gazze’deki saldırıları bu denklemi etkileyebilecek iki önemli belirleyici faktör olacağını söyledi.
Ruşençeşm, “Her ne kadar uluslararası gerilimin düşürülmesi ve Batı ile olumlu ilişkilerin yeni hükümetin politikalarının bir parçası olacak gibi görünse de özellikle ABD ile gerilimi düşürmeye çalışmak oldukça karmaşık görünüyor ve farklı senaryolar ortaya çıkabilir. Bu nedenle nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması ve ABD ile gerilimin düşürülmesinin Pezeşkiyan tarafından hızlı ve olumlu sonuçlarla gerçekleştirilmesi akıldan uzak görünüyor. İran’daki iç siyasi dengeler ve ABD’nin tutumu bu konuda belirleyici olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
“İran, kendi çıkarlarıyla uyumlu olduğunda nükleer anlaşma konusunda adımlar atacak”
Siyaset Bilimi Uzmanı Kemal Muradi de İran’da Meclis’in 2020’de ABD yaptırımlarına karşı çıkardığı ve nükleer faaliyetlerin hızlandırılmasını öngören “stratejik yasa” ve dış politika alanında değişim sürecinin, özellikle de ABD ile doğrudan müzakere sürecini zorlaştırdığını söyledi.
Tarafların deneyimlerinin bu olanağın kolay kolay sağlanamayacağını gösterdiğini belirten Muradi, “Buna rağmen Pezeşkiyan’ın ekibi nükleer anlaşmayı canlandırmak konusundaki iyi niyetini göstermek adına karşı tarafa olumlu sinyaller gönderdi.” dedi.
İran’ın yeni dönemde de anlaşmanın uygulanması için öncelikle ABD’nin yükümlülüklerine bağlı kalması gerektiğine vurgu yapacağını belirten Muradi, şöyle konuştu:
“Dolayısıyla İran, geçmiş yılların deneyimlerine dayanarak ABD ve Batı tarafından bu prosedüre vurgu yapılmadığı ve saygı duyulmadığı sürece kendi çıkarlarına göre hareket edecek ancak kendi çıkarlarıyla uyumlu olduğunda nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmak için adımlar atacaktır.”
Kaynak: https://www.dunya.com/dunya/uzmanlara-gore-pezeskiyanin-bati-ile-iyi-iliski-kurma-istegi-irandaki-dengeler-ve-abdye-bagli-haberi-738243