Euro Avrupa Şampiyonasının F grubunda Türkiye Gürcistan ile karşılaştı. Almanya’daki Türkler öyle mükemmel bir atmosfer sağladı ki bilmeyenler maçın Türkiye’de oynandığına yemin edebilirdi. Türkiye maçın favorisiydi.
Favori olmakta da haklıydı oyuncu bazında Türkiye çok daha üstün yetenekli özel oyunculara sahip bir takımdı. Kupa konusunda oldukça deneyimsiz olsakta Gürcistan da öyleydi. Ancak Türkiye’yi son hazırlık maçı olan Polonya karşısında izledikten sonra basında bu maça dair sorulan sorulara Türkiye kupayı alabilecek kadar iyi bir potansiyele sahip ancak Montella’nın bir planı varmış gibi görünmüyor demiştim. Hala bu fikrimin arkasındayım.
Bu takımın her mevkiden yüksek seviyeye çıkabilecek oyuncusu var.
Defansta Abdülkerim çok formda Ferdi çok iyi durumda, orta alanda Hakan en iyi döneminde, Kenan ile Arda yanıyor, Barış Alper çok iyi. Ancak bir santraforumuz yok o belli. Cenk bar ama o da çok yaşlı. Bu durumda Montella dünyada sadece Bercelona’nın oynayabildiği santraforsuz bir taktikle oyuna başladı. Eğer bir Messi’niz varsa bu şekilde oynayabilirsiniz. Evet çok iyi ayaklarımız var ve bu jenerasyon için çok heyecanlıyız. Ancak taktiksel hatalar ile elenebilecek kadar kırılgan bir takımız.
Yapılan hatalar nelerdi? Barış Alper iki dev stoperin arkasında oynatıldı. Adam resmen yok oldu. Hem takımımız sırtı dönük oynayabilen bir santraforu olmadığı için gol bölgesine yerleşmede sorun yaşadı hem de formda bir Barış Alper’den mahrum kaldık. Formda olmasa bile gerçek bir santrafor ile oynamamız gerekiyordu. Belki Cenk belki başka biri.
İkinci sorun orta alandaki futbolcularımızın neredeyse tamamı ince bilekli teknik ve yumuşak oyuncular. Kenan, Arda, Barış, Orkun gibi oyuncular orta saha defans geçişlerinde rakibi kovalamayan ve direnç oluşturmayan futbolcular. Hepsinin bir arada tercih edilmesi Gürcistan’ın kaptığı her topta ceza sahamıza girip etkili olana kadar hiçbir direnç unsuru ile karşılaşmamasına sebep oldu. Bu çok üzücü. Gürcistan gibi bir takım aldığı her topta etkili oldu şut attı, gol attı be iki topu direkten döndü.
Daha üzücü olan bir şey var. Montella bu sorunu fark etti ama buna neden olan şeyi göremedi. Mesela Barış Alper’i stoperlerin arasından sağ kanada çekti. Her pozisyonda ceza sahamıza giren rakibi durdurmak için Merih’i oyuna aldı. Belli ki takımın yaşadığı sorunum kaynağını tespit edemedi. Yapılması gereken 3 hamle vardı.
1) Gerçek bir santrafor oyuna almak ya da baştan öyle başlamak.
2) Orta sahada defansif direnç sağlamak için İsmail Yüksek ya da Salih Özcan’ı kullanmak.
3) Barış Alper’ i Galatasaray’ın kullandığı pozisyonda solda kullanıp Kenan’ ortada Arda’yı sağda kullanmak.
Bu şekilde yetenekli ayaklarımızla gol bölgesinde daha uzun süre bulunacak, orta saha direnci ile rakibe pozisyon vermeyecek ve rakibin sert futboluna daha iyi karşılık verecektik. Bunlar olmayınca taktiksel olarak tıkandık ve oyunu açmak için özel yetenekli ayaklarımızın sihirlerine ihtiyaç duyduk.
Gollerimizin ikisi de sihir gibiydi. Mert çok zor olan mükemmel bir attı. Arda ise Real Madrid’te kendini fiziksel olarak hazırlamış ve güçlenmiş. Bu güç ona yeteneklerini sergileyebilme şansı veriyor. Attığı gol çok çok özel oyuncuların atabileceği türden bir goldü. Bize sihirli bir galibiyet sunan bizim çocukları tebrik ediyorum. Montella’nın ilerleyen maçlarda bu taktiksel hataları yapmayarak kupaya kadar uzanabilecek potansiyelde olan milli takımımızı kırılgan olmaktan kurtarmasını diliyorum.
Instagram
Facebook
X
Linkedln
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Kaynak: https://onedio.com/haber/avrupa-sampiyonasinda-5-gun-turkiye-nin-zaferi-1229513