Hamide HANGÜL
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, DÜNYA Gazetesi’nin yaklaşık 500 kişinin katılım gösterdiği ‘1’inci İklim Ekonomisi Sürdürülebilirlik Finansmanı Zirvesi’nin kapanış oturumunda, katılımcılara hitap etti. Konuşmasında uygulanan program ve enflasyona değinen Bakan Şimşek, bankacılık sektörünün de enflasyonist süreçten dolayı zor bir sene geçirdiğine işaret etti.
Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bankacılık sektörü zor bir sene geçiriyor. Çünkü bizim politikanın çalışması için fedakarlık gerekiyor. Faturayı da büyük oranda onlara çıkardık. Şöyle, kurumlar vergisini bankalar için yüzde 30’a çıkardık. Durmadık orada. Enflasyon muhasebesinden de yaralanamazsınız.. Orada da durmuyoruz, devam ediyoruz. Farkındayım…Ama bu program çalıştığında, aynı öz kaynak kârlılığıyla, çok daha yüksek bir piyasa çarpanıyla değerlenecekler. Onun için hiç merak etmeyin. Geçici olan defter değerinizde biraz sıkışma var. Ancak biz riski o kadar hızlı aşağı çekiyoruz ki sizin çarpanınız, yani piyasa değerinizin defter değerine oranı, geçen sene bu vakitlerde 0.3’ler civarıydı. Şimdi 1’e doğru çıkıyor, yani neredeyse 2’ye, 3’e katlanmış olacak. Bunu niye söylüyorum? Sabır… Sadece toplumun bir kesiminden sabır istemiyoruz. Toplumun bütün kesimlerden. Niye, çünkü enflasyonu düşürmek kolay mı? Enflasyonu düşürmek çok meşakkatli, çok zor bir süreçtir. Ancak önümüzde fırsat penceresi var. Eğer sabır ve kararlılıkla biz yolumuza devam edersek, bu enflasyon hızlı bir şekilde 2026 yılında tek haneye iner. Biz buna inanıyoruz.”
“Program saat gibi çalışıyor”
Bakan Şimşek, sürdürülebilir finansmana işaret ederek, bütün bu süreci yönetirken kaynağa ihtiyaç olduğunu anlattı. Özellikle çok taraflı bankalarla ilişkilerde iyileşme olduğuna değinen Şimşek, şöyle devam etti: “Dünya Bankası hatırlarsanız geçen sene biz Orta Vadeli Programı açıkladıktan hemen sonra 3 yıllık Türkiye’nin programlarının yani taahhütlerini 17 dolardan 35 milyar dolara çıkardılar. Yakın dönemde belki dikkatinizi çekmiştir İstanbul Kalkınma Bankasıyla bir 3 yıllık perspektifi ortaya koyduk. O da yaklaşık 6 milyar dolar. Yakında muhtemelen Asya Altyapı Yatırım Bankasıyla bir benzer çerçeve anlaşma yapacağız. Bu çerçevede bakarsanız önümüzdeki 3 yıllık süreçte muhtemelen 60 milyar dolarlık bir kaynak söz konusu. Bu 60 milyar dolarlık kaynağın giderek artan boyuttaki kısmının bu alan ve bu çerçevede olmasını biz önemsiyoruz ve odaklanmış durumdayız, önceliklendireceğiz.”
Ekonomi programının çalıştığına vurgu yapan Şimşek, “Program saat gibi çalışıyor. Sağlıklı politikalar, rasyonel politikalar, yani dünya normlarına, kurala dayalı politikalar, uygun politikalar ve yapısal reformlar, yeni bir hikaye oluşturdu Türkiye için. Bu hikayeye muazzam bir ilgi var. Hem içeride hem dışarıda. Yatırımcı güveni arttı. Gerçekten bu da rakamlara yansıyor. Son iki ayda Merkez Bankası’nın rezerv pozisyonu 70 milyar doların üzerine çıktı” değerlendirmesinde bulundu.
Uygulanan programın bazı çevrelerce eleştirilmesine de değinen Bakan Mehmet Şimşek, şunları kaydetti: “Biz ‘bu program çalışacak ve güven yeniden tesis edilecek’ dediğimizde, ‘yok bu mümkün değil’ demişlerdi. Önce ‘program yok’ dediler. Sonra ‘program var ama bu pek kredibıl bir program değil’ dediler. Şimdi tabii bu ölçekte, yani yerel seçimler sonrası ilginin artması, belli çevreler ‘carry trade’ dedi. ‘Carry trade’ ve benzeri böyle çok kısa vadeli sıcak denilebilecek girişlerin toplam girişe oranı üçte bir düzeyde bile değil. Eleştirel bakış açısı bizim için çok değerli. Ama yani belli çevreler nedense bu programa ilişkin sürekli bardağın yarım kısmına bakmayı tercih ediyorlar.”
“Ne yapacağımızı biliyoruz”
Şu anda mali disiplin, yapısal dönüşüm ve dezenflasyona odaklandıklarını söyleyen Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim için önemli olan programın çalışması ve çalışıyor.. Bu programa inanç attıkça ben inanıyorum ki reel sektörümüzün ve bankalarımızın uzun vadeli küresel finansmana erişim artacak, ayrıca bize ilgili referans faizi artı 90 baz-140 baz puan arasında borç veren çok taraflı üye olduğumuz bankalardan zaten üç yıllık bir perspektifte bize 60 milyar dolar sunulmuş, taahhüt edilmiş, dolayısıyla o konuda hiç kaygılanmalarına gerek yok. Ne yapacağımız biliyoruz, esas sihir ne zaman hangi sıralamayla ve hangi dozda. Sadece biraz sabra ihtiyacımız var.” Bakan Şimşek ayrıca, bütçe açığında geçen sene tedbir alınmasa depremin etkisiyle beraber piyasanın yüzde 10 civarında cari açık beklendiğini, bunu yüzde 5,2 ile sınırlandırdıklarını bildirdi.
Kamuda yapay zekâlı tasarruf dönemi
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’ni somut bir projeyle destekleyeceklerini belirterek, “Erken uyarı sistemiyle kamu harcamalarında verimlilik, kalite, hız ve tasarruf sağlamak amacıyla Yapay Zekâ Destekli Muhasebe ve İleri Analitik Projesi’ni hayata geçireceğiz” dedi. Yapay zekânın giderleri ayrıntılı analiz ederek tasarruf fırsatlarını belirleyeceğini ifade eden Şimşek, “Ayrıca kurumlarımızın harcama alışkanlıklarını analiz ederek kurumsallaştırılmış harcama önerileri sunacak” şeklinde konuştu.
‘Sadeleşme adımlarına devam edeceğiz’
Mehmet Şimşek, makro finansal istikrarın ve rezervlerin güçlenmesi ile makroihtiyati çerçevede sadeleşme adımlarına devam ettiklerini vurguladı. Şimşek, şunları kaydetti: “Reeskont kredisi kullanan ihracatçılar için yüzde 70 olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na döviz satış yükümlülüğünü, 2023 yılı kasım ayında yüzde 40’a düşürmüştük. Yeni düzenleme ile tüm ihracat bedellerinin ve döviz kazandırıcı hizmet gelirlerinin satış yükümlülüğünü yüzde 40’tan yüzde 30’a indirdik. Piyasaların daha etkin çalışmasına yönelik sadeleştirme adımlarımız sürecek.”
Kaynak: https://www.dunya.com/ekonomi/bakan-mehmet-simsek-enflasyonu-dusurmek-mesakkatli-sabrinizi-istiyoruz-haberi-731405