Fatma KAYTEZ
Temeli 1903 yılında Kançor Mehmet Emin Usta tarafından atılan Eriş, bugün Eskişehir’de 5 bin metrekarelik fabrikasında günlük 10 ton üretim yapan bir marka haline geldi. Markanın dördüncü kuşak yöneticisi Hasan Hakan Bayar, Eriş’in geçmişten aldığı güç ve tecrübeyle faaliyetlerini sürdüğünü kaydetti. Günlük 10 tona yaklaşan üretim kapasitelerini gerçekleştirdikleri yatırımlarla artırdıklarını ifade eden Bayar, “Yeni hatlarımızla beraber yeni ürünlerimiz de raflarda yerini alacak” dedi.
Ana üretim kalemlerini; tahin helvası, yaz helvası, met helvası, tahin&pekmez, reçeller ve lokum-cezerye olarak sıralayan Bayar, “Eskişehir’in meşhur helvası olan met helvası için ayrı bir parantez açmalıyım. Artık met helvamız yalnızca yöresel bir ürün değil, helva çeşitleri arasında ülke çapında en popüler çeşitlerden biri haline geldi. Burada bizlerin de rolü olması elbette bizi mutlu ediyor. Met helvasında Eskişehir’in coğrafi işaretli tek üreticisi konumundayız. Ulusal marketlerin de tek met helvası tedarikçisi olmak gibi bir pozisyonumuz var” dedi. Hasan Hakan Bayar ile markanın kuruluşunu, yatırımlarını ve hedeflerini konuştuk.
Öncelikle markanın kuruluş hikayesini, dünden bugüne gelişimini kısaca kilometre taşlarıyla özetler misiniz?
Eriş Helva; 1903 yılında helvacılığın ‘yöre sanatı’ olarak anıldığı Isparta’nın Şarkikaraağaç ilçesinden Eskişehir’e gelen, helvacılıktaki ustalığı ile tanınan ünlü Kançor Mehmet Emin Usta’nın temellerini attığı bir firmadır. Aile fertlerinin nesilden nesile büyük bir adanmışlıkla faaliyetini devam ettirdiği Eriş Helva; günümüzde aktif çalışan, biz dördüncü ve beşinci nesil aile üyeleriyle, geçmişinden aldığı güç ve tecrübeyle gururla faaliyetlerine devam etmektedir. 120 yılı aşkın süredir devam eden üreticilik geçmişimiz saatlerce anlatılabilecek gelişmeler, zorluklar, harcanan emekler, anılar ve hatıralarla doludur. Ne mutlu ki, bu birikimler nesilden nesile aktarılmıştır ve aktarılmaya devam etmektedir.
Dördüncü ve beşinci kuşaktan kimler şirkette?
Şu anda şirketin dümeni dördüncü kuşak temsilcileri ben Hakan Bayar ve ağabeyim Murat Bayar’dadır. Ailemizin beşinci nesil üyesi yeğenim Burak Bayar da yaklaşık 5 yıl kadar kurumsal firmalarda çalıştıktan sonra şirketimize dahil oldu. Dolayısıyla artık beşinci nesil de şirketimizin yönetiminde rol almaya başlamış durumda diyebiliriz.
“Çocukluğumdan beri işin içindeydim”
Sizin sektöre girişiniz nasıl oldu?
Bizler üretimin ve dükkanların içinde doğduk diyebilirim. Çocukluğumuzdan beri işlerin içinde ve başında bulduk kendimizi. Rahmetli babam Hacı Uğur Bayar’ı 2023’ün Aralık ayında kaybettik, yaklaşık 75 yıl bizzat ticaretin-üretimin içinde olmuş, tanınan ve takdir gören, hem bir tüccar hem de bir usta. Tabiri yerindeyse bir duayen, çevremizden hep böyle duyduk, böyle anılır.
Takdir edersiniz ki böyle bir babanın evladı olmak, büyük bir gurur. Bir o kadar da zorlayıcı diyebiliriz, zira oldukça talepkar ve hırslı bir yapısı vardı rahmetlinin. Dolayısıyla sıkı bir eğitimden geçtik. Bizlerin çocukluğu-gençliği hep dükkanda ve üretimde geçti. Babamla, abimle sohbetlerimiz genelde ne aldık-ne sattık, piyasada neler oluyor, hangi ürün kaça alınır-kaçtan satılır, nasıl daha nitelikli, daha verimli üretim yapılır, yeni ürün olarak neler yapılabilir, neler üretilebilir vb. gibi konular üzerinde olurdu hep.
Hayatımızın merkezinde işimiz, ürünlerimiz ve omuzlarımızda hissettiğimiz bu nesillerdir süregelen aile meseleğimizin sorumluluğu oldu. Bir taraftan elbette eğitimimi de tamamladım. Anadolu Üniversitesi’nde İktisat okuduktan sonra yine aynı üniversiteden uluslar arası ticaret üzerine ikinci lisans diplomamı da aldım. Londra’da kısa bir dil eğitimide aldıktan sonra tekrar işimizin başına dödüm. Akademik yönüm de elbette ki işimize yönelik tercihlerimden oluştu. Aklımda hep işimizi nasıl daha iyi yaparız düşüncesi vardı açıkçası. Eğitim hayatımda da bu durum belirleyici oldu pek tabii.
Markanın adı nereden geliyor?
Markamızın adının aslında çok orijinal, güzel bir hikayesi var. Zamanında büyük dedemiz Kançor Mehmet Emin Usta farklı isimlerde işletmeler-üretimhaneler kurmuş ve ustalığını icra etmiş.
Lakabı olan Kançor ismini kullanıyor bir dönem, ancak özellikle Kurtuluş Savaşı döneminde ve sonrasında da savaş sona ermesine rağmen yaşanan ekonomik zorluklar içerisinde zor şartlarda inişli çıkışlı bir iş yaşamı oluyor. Özellikle savaş döneminde yağma, kundaklama gibi sorunlar yaşanıyor. İlerle yen dönemde yine lakabı Kançor olan dedem Süleyman Bayar da bu güçlüklerin içinde büyüyor ve iş hayatında benzer zorlukları yaşıyor. Özellikle temel gıda maddelerine, şekere, yağa erişimin bu denli zor olduğu yıllarda üretici olmak çok çok zor. Bu yıllarda işletmemizin ismi “Kançor”.
Bahsettiğim bu zorluklarda işletmemizi istenilen düzeye getiremiyor dedem. Bu sebeple babam ve gelecek nesillere bir nasihatte bulunuyor. “Kançor adı bize uğursuz geldi, işimizde bu ismi kullanmayalım. İşyerimizin ismi ‘Eriş’ olsun, işimiz iyi yerlere erişsin, siz güzel yerlere eriştirin” diyor. Eriş isminin böyle bir uğuru olacağına inanıyor. Rahmetli babamın ismi de Uğur Bayar’dır. Dedemin şansa-uğura da böyle bir inancı vardı. Kısaca şöyle söyleyebiliriz; Eriş markası rastgele oluşmuş bir marka değildir, anlamlı bir hikayesi vardır. İyiye ve daha iyiye “Eriş”mekten geliyor yani kısacası.
“Günlük kapasitesimiz yaklaşık 10 ton”
Üretiminizi nerede yapıyorsunuz? Günlük/aylık üretim miktarınız nedir?
Merkezimiz Eskişehir. Fabrikamız 5 bin metrekarelik bir alana kurulu. Günlük 10 tona yaklaşan bir kapasitemiz var, daha da büyütüyoruz mevcutta devam eden yatırımlarımızla. Eskişehir’de şu anda 7 adet satış noktamız var. Bunların 6’sı, perakende-fabrika satış mağazası konseptinde. Üretimden taze ürün satışı yaptığımız, son tüketiciye birebir dokunduğumuz noktalar. Bir de toptan satış ve depo noktamız bulunuyor.
Gururla söyleyebilirim ki Eskişehir, Eskişehir’in ilçeleri ve çevresindeki il ve ilçelerde uzun yıllardır tercih edilen ve beğeni ile tüketilen bir markayız. Bu lokasyonlarda: geleneksel kanalda, yerel marketlerde ve birçok ulusal markette de ürünümüzü bulabiliyor müşterimiz. Ek olarak, online satış kanalımız ile tüm Türkiye’ye her gün hatrı sayılır adette ürün gönderiyoruz. Ne mutlu ki müşterilerimizden yoğun bir beğeni ve teveccüh görüyoruz. Özellikle lezzet ve kalite noktasında bu övgüleri duymak bizi daha da motive ediyor işimize karşı.
Ürün yelpazenizden bahseder misiniz? Kaç kategoride kaç çeşit ürününüz var?
Tahin helvası, yaz helvası, met helvası, nuga helvası, tahin&pekmez, reçeller, kokum-cezerye ana üretim kalemlerimiz diyebiliriz. Yeni çeşitlerimiz olan kahvaltılık-sürülebilir ürünlerimiz olan fıstık ezmesi, kakaolu fındık kreması ve leblebi kreması da yoğun bir ilgiyle karşılandı. Eskişehir’in meşhur helvası olan met helvası için de ayrı bir paran tez açmalıyım. Artık met helvamız yalnızca yöresel bir ürün değil, helva çeşitleri arasında ülke çapında en popüler çeşitlerden biri haline geldi. Burada bizlerin de rolü olması elbette bizi mutlu ediyor. Met helvasında Eskişehir’in coğrafi işaretli tek üreticisi konumundayız. Ulusal marketlerin de tek met helvası tedarikçisi olmak gibi bir pozisyonumuz var. Bu ulusal marketler vasıtası ile de ülkemizin dört bir yanındaki vatandaşlarımıza met helvasını ulaştırıyoruz. Tüm bu saydığım kategorilerdeki çeşitlerimizi düşündüğümüzde, “Eriş” markamızla tüketiciye sunduğumuz SKU adedi 200’ün üzerinde.
İnovatif diye nitelendirdiğiniz ürünleriniz var mı? Önümüzdeki günlerde yeni ürün çeşitleri olacak mı?
Elbette var, örnek olarak şeker kullanmadan ürettiğimiz tahin helvamızı verebilirim. Rafine şekersiz, tadını hurma suyundan alan bir ürün bu. Oldukça yoğun bir merak ve ilgiyle karşılandı bu ürünümüz. İlave olarak yaz helvasında oldukça geniş yelpazede üretim yapıyoruz. Çilekli-portakallı- narlı gibi orijinal lezzetlerimiz mevcut.
Tahin helvasına oranla daha hafif olan yaz helvası çeşitlerimiz birçok tüketicimiz tarafından ilgiyle karşılanıyor, lezzetiyle övgüler alıyor. Ek olarak acı biberli, muzlu, narlı ve gül yapraklı gibi yine inovatif helva çeşitlerimiz var. Bu çeşitler özellikle ihracatta yoğun ilgi görüyor. Verdiğim örneklerin haricinde yakın zamanda piyasaya çıkacak sürpriz ürünlerimiz de var. Bunlar hakkında şu anda bilgi paylaşamıyor olsam da Ar-Ge süreci devam eden bu yeni çeşitler de eklenmeye devam edecek.
Bu yılki kısa ve orta vadeli yatırımlarınızdan hedeflerinizden de söz eder misiniz?
Kısa vadede üretim kapasitemizi artıran yeni adımları hayata geçiriyoruz. Yeni hatlarımızla beraber sürpriz niteliği ile bahsettiğim ürünler de raflarda yerini alacak. Öncelikli maddelerden biri bu. Günümüzün konjonktürü malum, enflasyonist bir dönemdeyiz. Bu sebeple ana odağımız tonaj. Ciro hedefi üzerinden değil, tonaj trendi üzerinden verileri okuyoruz ve hedefleri bu doğrultuda belirliyoruz.
Bizim için olmazsa olmaz, kategori bazında tonajda düşüş görmemek. Her kategoride, geçmiş yılın üzerinde bir tonaj üretebiliyor olmamız gerekiyor. Hem planlama, hem satış birimlerimiz bu kırmızı çizginin bilincindedir. Hedef ise yine tonaj üzerinden yüzde10 artış. Daha önce bahsettiğim gibi, ayakları yere basan hedefler belirliyoruz. Yatırımlara da devam ederken, bir gözümüz hep kârlılık ve işletme sermayemizin üzerinde. Ülkece zorlu bir dönemden geçiyoruz ve bu süreç yoğun dikkat gerektiriyor kuşkusuz.
“Rahmetli babam ‘yemediğim malı üretmem, satmam’ derdi”
Büyüklerinizden öğrendiğiniz ve kulağınıza küpe olan, iş ve özel yaşamınıza yön veren bir söz öğüt var mı?” sorusunu yönelttiğimiz Hasan Hakan Bayar, merhum babasının kendisine birçok tavsiyelerde bulunduğunu söyleyerek, bu tavsiyelerin en önemlilerinin dürüstlük, sözünde durmak, sadakat ve tartıda hassasiyet olduğunu ifade etti. Bayar, “Rahmetli babamın yine sürekli söylediği bir söz vardı; ‘Yemediğim malı üretmem, yapmam, satmam” derdi. Hatta fabrikamızın içinde de bu yazı büyük bir şekilde yazmaktadır” dedi.
İhracat yelpazesini artırma hedefinde
Yurt dışı çalışmalarından söz eden Hasan Hakan Bayar, 10’un üzerinde ülkeyle ticaretlerinin devam ettiğini kaydetti. Bayar, “Hedef pazarımız tüm dünya, bölgesel bir ayrım yapmadan, sürekli gelişim odaklı çalışmaya devam ediyoruz. Bizler için kritik olan, her yıl bir önceki yılın üzerine koyarak ilerlemek. Ayakları yere sağlam basan, ulaşılabilir hedefler koyuyoruz. Hedefimiz bir önceki yıldan daha fazla ülkeye, tonaj bazında daha fazla ürün göndermek. En yoğun çalıştığımız ülkeler Almanya, Belçika ve Polonya. Helva tüketim alışkanlığı olan bölgelerde, helvamızın tadını alanlar genelde vazgeçemiyor diyebilirim. Bu da elbette bizi gururlandırıyor. Her yıl mutlaka hiç olmadığımız ve gitmediğimiz ülkere gidip pazar araştırması yapıyoruz. Yine bu stratejimizi de fuarlara katılarakta destekliyoruz” diye konuştu.
Kaynak: https://www.dunya.com/sirketler/kapasitesini-artirdi-yeni-urunler-icin-kollari-sivadi-haberi-731010