1984’te, Alexey Pajitnov, Moskova’daki bir bilim akademisinde bulunan bilgisayar merkezinde yaptığı işten sıkılmıştı ve matematik yeteneklerini başka bir alanda kullanarak bir bilgisayar oyunu yazdı.
BBC Türkçe’de yer alan habere göre, bu oyunun ilk basit prototipi, Sovyet yapımı “Elektronika 60” adlı bilgisayarda 6 Haziran 1984’te oluşturuldu.
2011’de BBC’nin Witness History (Tarihe Tanıklık) programına konuşan Pajitnov “İlk prototip ortaya çıktığında herkes çok meraklanmıştı ve denemek istemişti. Herkes oyunu denedi ve ben de dahil herkes oyunu sevdi” demişti.
Pentomino oyunu
Bu aşırı basit ama bir yandan da popülerliğiyle dünyayı fethetme yolundaki büyüleyici yap boz oyunu için yolun başlangıcıydı.
Fikrin temelinde klasik bir pentomino (beş eşleşik kare) oyunu vardı. Bu tür oyunlarda garip, köşeli geometrik şekillerin, hiç boşluk bırakmayacak şekilde birbirlerine uydurulduğu bir yüzey oluşturması gerekiyordu.
Tetris de çok benzer bir fikri kullandı.
Oyuncunun her biri dört kareden (tetramino) oluşan ve yatay bir kutuya düşen geometrik şekillerle, bir köşeden diğerine yekpare çizgiler oluşturması gerekiyordu.
Sovyetler Birliği’nde kişisel bilgisayarların neredeyse hiç bulunmaması, oyunun yayılmasına engel olmadı.
Bir bilgisayardan diğerine kopyalandı ve ülke çapındaki çok az bilgisayar kullanıcısı arasında yayıldı.
Tetris’in Demir Perde’yi nasıl aştığının hikayesi ise bir casus romanını aratmıyordu.
Dünya çapında ilgi
Bir İngiliz yazılım üreticisi oyuna Macaristan’da rastladı ve Rus hükümetiyle dağıtım haklarını müzakere etti.
Çok geçmeden, Avrupa ve ABD’de insanlar Tetris’i evlerinde oynamaya başlamıştı.
Ancak endüstri hızla ilerliyordu ve 1980’li yılların sonuna doğru yeni bir platform ortaya çıktı: Gameboy gibi elde tutulabilen oyun konsolları.
Nintendo Gameboy
1989’da ABD’li yazılım üreticisi Henk Rogers, bu Sovyet oyununun daha büyük bir piyasa potansiyeli olduğunu fark ettiğinde bir Japon şirketi için çalışıyordu.
Daha sonra oyun, büyük bilgisayarlarda elle tutulabilen cihazlara transfer etmeye karar verdi.
Ancak bunu yapabilmek için yaratıcısından dağıtım haklarını alması gerekiyordu.
Rogers, Tetris’in mucidini bulmak için Moskova’ya gitti.
Bu dönem, onlarca yıl süren Soğuk Savaş’ın ardından Sovyetler Birliği ve Batı arasındaki ilişkilerin ısınmaya başladığı günlerdi.
Yanına yeni bir video kamera alan ve adrenalinle dolu olan Rogers, bilinmezliğe daldı.
Rogers, 2011’de BBC Witness History’ye “Yeni bir kamera almıştım ve heyecan verici bir şeydi. Sadece olanı biteni belgelemek ve keyif almak istemiştim” demişti.
Elektronorgtechnica’yı arayış
Başta, Şubat ayındaki Moskova Rogers’ta kasvetli bir izlenim bıraktı. Gökyüzü griydi, otelindeki televizyon ve radyo çalışmıyordu.
Rogers’ “Kimse bana herhangi bir bilgi veremiyordu” diyordu.
Henk Rogers, Elektronorgtechnica’nın (ya da “Elorg”), yazılım ve donanım ithalat ve ihracatı yapan bir Sovyet kurumunun bürosunu arıyordu.
Aynı zamanda sürücülüğünü de yapan bir çevirmen tuttu.
Bu çevirmen hemen her şeyi biliyor gibiydi. Bir öğleden sonra Rogers’ı “Elorg” a götürdü ama Rogers ile birlikte içeri girmeyi reddetti. “Çünkü davet edilmemişti.”
Cesaretini toplayan Rogers, tek başına içeri girdi.
Tetris’in haklarını satın almayı istediğini bir şekilde anlatmayı başardı ve bina birden karıştı.
Rogers “Bir karınca yuvasını sopayla karıştırmak gibiydi” diyor.
Alexey Pajitnov ile birlikte sekiz diğer kişiyle tanıştırıldı. Rogers’a göre aralarında “KGB ajanları ve kim bilir kimler vardı.”
Rogers’ı saatlerce sorguladılar: “Gerçekten bilgisayar oyunu işinde olup olmadığımı bilmek istiyorlardı.”
‘Fikri mülkiyet hakları ne?’
Sovyet bürokratları, Batılı fikri mülkiyet konseptini ve bilgisayar oyunu işini anlamakta zorlanıyordu. O dönem onlar için kavramakta zorlandıkları, yabancı olgulardı bunlar.
Ancak baştaki karşılıklı güvensizliğe karşın, Rogers’ın ısrarı ikna olmalarını sağladı.
Pajitnov BBC’ye 2011’de şunları söylemişti.
“Daha önce iş insanlarıyla tanışmıştım ama onlardan hiç hoşlanmamıştım. Çünkü iş insanından çok, dolandırıcılara benziyorlardı. Dolayısıyla Henk beni çok etkilemişti, çünkü oyunun özünü ve oyunculuğun temelini gerçekten anlamıştı.”
Sözleşmenin imzası
Bir hafta süren müzakerelerin ardından, Rogers ve Pajitnov bir sözleşme imzaladı. Anlaşma Sovyet programcıya daha önce görülmemiş bir şekilde Tetris’in ülke dışındaki satışlarından kişisel pay almasını garanti ediyordu.
Rogers “Çok şaşırmışlardı” diyor.
“Bir kontratta, onlara zamanında ödeme yapmazsam şu kadar ceza ödeyeceğimi ve bunun gibi şeyleri hiç görmemişlerdi. Bu, onları ikna etti.”
Pajitnov da “Benim içeriden aldığım bilgiye göre, o zamanda bu yana bu kontratı tüm diğer sözleşmeler için bir prototip olarak kullandılar” diyor.
Rogers Tetris’in inanılmaz büyük bir ilgi görmesini, kendisine has oyun hissiyle açıklıyor.
Şiddet ve yok etme üzerine kurulu çoğu bilgisayar oyununun tersine, Tetris oyunculara inşa ve yaratma şansı veriyor.
Ve bu da Rogers’a göreinsan beynindeki bazı temel haz merkezlerine hitap ettiğinden, çok daha enteresan bir aktivite.
“İnsanlar bir şeyler inşa etmek ister ve bunu yaptıktan sonra gerçekten çok daha iyi hissederler.”
1 milyardan fazla oyuncu
Bugün Tetris, oyun tarihinde müstesna bir yer tutuyor.
En ölçülü tahminlere göre bile en az bir milyar kullanıcı yaşamları boyunca en az bir kez, düşen renkli şekilleri düzgün bir hatta birleştirmeye çalıştı.
İlk yıllarda Pajitnov için telif hakkını almak zor olsa da, 1990’lı yılların ortalarında ABD’ye taşındığında ücretlerini almaya başladı ve Rogers ile birlikte bir şirket kurdu.
Bugün Pajitnov başkent Washington’da yaşıyor ve bilgisayar oyunları dünyasının en varlıklı ve ünlü isimlerinden biri.
Kaynak: https://www.dunya.com/dunya/dunya-capinda-populer-sovyet-oyunu-tetris-40-yasinda-haberi-730851