Problemin tanımlanması, çoğu kez çözülmesinden daha önemlidir.
– Albert Einstein
Problem, kavram olarak ilk bakışta dilimizde negatif bir çağrışım yapsa da aslında her problem aynı zamanda bir fırsat anlamına gelir. Çözüm için, çaba ve keşif için bir sebebe hem de çok güçlü bir sebebe ihtiyacınız vardır. Problem bunun ta kendisidir.
Eğer bu olguyu bir İngiliz gibi ifade ediyor olsaydık “challenge” dediğimizde, meydan okuma ya da daha doğrusu çözüm için bir davet anlamını da çıkarabilirdik. Problemin varoluşu başlı başına insanı çözüm için harekete geçmeye davet eder. Problemi tam anlamı ile anlayan ve yaşayan insan çözüme tutku ile bağlanır ve önüne çıkan engelleri birer birer atlar.
İnsan tüm duyuları ile bir problemi hisseder ve deneyimlerse çözüme asla kayıtsız kalamaz ve her insanda farklı deneyimler ve hissiyatlar oluşturacağı için bir ekip çalışması ile birbirinden farklı çözüm ve fikirler üretilebilir. Birlikte çalışma kültürünün gücü problem çözmede oldukça olumlu sonuçlar verir.
Her problem kendi çözümünü içinde barındırır.
Bu söz sadece problemi gerçekten hisseden yaşayan ve doğru anlayan kişi için geçerlidir. Aksi halde çözüm asla keşfedilemeyecektir.
Problemin tanımlama süreci bizi çözüme götüren bir araçtır. Bu aracı doğru kullanmalısınız. Doğru bir tanımlama için yapılacak ilk şey problemi keşfetmektir. Keşif yapılabilmesi için ise insanın o andaki farkındalığının yüksek olması gerekir. Problemi keşfetmek için ise tümü ile onu hissetmek ve yaşamak gerekir.
İşte geçmişten günümüze en çok kullanılan etkili problem çözme teknikleri.
1) Puko döngüsü
2) 5N1K tekniği
5N1K analizi ‘‘Ne? Nerede? Neden? Ne Zaman? Nasıl? ve Kim? ’’ soruların baş harflerinden ismini almıştır. Aynı zamanda 5W+1H analizi olarak geçer. 5N1K tekniği bir olayın ya da kavramın tüm anahtar noktalarını sorgulayarak düşünmeye yöndendirip sorulan soruları ayrıntılı biçimde irdelemeye ve analiz yapmaya olanak sağlar. Eğer problem bilinmiyor ise bu analiz uygulanmaz.
3) Sebep sonuç diyagramı
Sebep-sonuç ya da Ishikawa diyagramı olarak da bilinir. Balık kılçığı diyagramı, bir etki veya problem için birçok olası sebebi tanımlar. Bir beyin fırtınası oturumunu yapılandırmak için de kullanabilirsiniz. Fikirleri hızlı bir şekilde ilgili kategoriler içerisinde sınıflandırıp ele alabilirsiniz.
4) İlişki diyagramı
5) Ağaç diyagramı
Olasılık teorisinde, bir olasılık diyagramını temsil etmek için bir ağaç diyagramı kullanılabilir. Ağaç diyagramları bir dizi bağımsız olayı veya koşullu olasılıkları temsil edebilir. Diyagramdaki her düğüm bir olayı temsil eder ve o olayın olasılığı ile ilişkilendirilir.
6) Akış şeması
Akış şeması algoritmaları ve işlemleri birbirine oklarla bağlı değişik tiplerdeki kutular içerisinde gösteren yaygın bir şema tipidir. Akış şemaları çeşitli alanlardaki işlem ve uygulamaların yönetilmesi, belgelendirilmesi, tasarlanması ve çözümlenmesinde kullanılır.
7) Altı Şapkalı Düşünme Tekniği
8) Delphi tekniği
Delphi yöntemi veya Delphi tekniği, aslında bir uzmanlar paneline dayanan sistematik, etkileşimli bir tahmin yöntemi olarak geliştirilen yapılandırılmış bir iletişim tekniği veya yöntemidir. Metot, yapısal iletişim için geliştirilmiş ve genellikle geleceğe yönelik tahminler için kullanılan bir yapıdadır. Uzmanlardan oluşan bir tahmin grubunun iki veya daha fazla turda tahmin yaptığı bir oyun olarak görülebilir.
9- Histogramlar
Histogram, gruplandırılmış bir veri dağılımının sütun grafiğiyle gösterimidir. Diğer bir ifadeyle, tekrarlı sayılardan oluşan verilerin, uygulanan işlemlerden sonra önce tabloya, ardından tablodan yararlanarak grafiğe aktarılması, yani veri gruplarının grafiğinin dikdörtgen sütunlar halinde gösterilmesidir.
10) Pareto analizi
Kaynak: https://onedio.com/haber/gecmisten-gunumuze-en-cok-kullanilan-10-etkili-problem-cozme-teknigi-1223308