Bazen bir karar vermemiz gerektiğinde kendimizi zihnimizin labirentinde kaybolmuş hissederiz. Puslu bir yolda el yordamıyla ilerliyormuşuz gibi gideceğimiz yönü kestirmekte zorlanırız. Sağa mı döneyim sola mı? Hiç sapmadan düz mü ilerlesem? Eğer biraz da panik olduysak, işler iyice çıkmaza girebilir. Kendi sesimizden çok paniğin ya da karasızlığın sesini duyabiliriz.
Böyle anlarda yapılacak en etkili şey içimize dönüp kendi içgüdülerimize kulak vermektir. Ancak karmaşık bir durumla karşı karşıya kaldığımızda genellikle zihnimizin sesine değil, dış seslere kulak verme eğiliminde oluruz. Oysa bize doğru yolu gösterecek olan içimizdeki sakin sestir.
Eğer bir ikilem içindeyseniz ve kendi sesinizi duymak ihtiyacındaysanız, aşağıdaki yöntemleri deneyebilirsiniz, sevgili okur. Şifa olsun!
Sol elinizi karnınıza, sağ elinizi kalbinize koyun. İkileminizi düşünerek buna dair tek bir kelime bulun. Bu kelime size ne anlatıyor? İzin verin içgüdüleriniz sizinle konuşsun. Belki bu sayede duygularınızla mantığınız arasında bir denge kurabilirsiniz.
Ellerinizi göğsünüze yakın tutun ve bir yuva yapar gibi büzün. Aklınızdaki kişi, nesne ve ikilem hakkında düşünün. Bakın bakalım içinizden hangi duygular çıkıyor. Kendinize şefkatle yaklaşın. Böylece iç huzurunuzu duyabilirsiniz.
Odada büyük, yuvarlak bir daire çizerek yürüyün. İkileminizi, denemelerinizi ya da girişimlerinizi tekrar tekrar söyleyin. Bu sırada aklınıza hangi fikirler geliyor? Hangi duygular ön plana çıktı? Bir şeyi tekrar tekrar düşünmek belki de sizi en doğru cevaba götürecek olan adımdır çünkü bazen mantığımız da bizi yanıltır.
İkileminizi düşünün ve bu ikilemle bağlantılı olarak aklınıza gelen kelimeleri olabildiğince hızlı bir şekilde yazın. Üç dakika içinde 50 kelime yazmalısınız. Başta size mantıksız gibi görünen kelimeler bile yol gösterici olabilirler. Kim bilir belki bu kelimelerin içinde gizli bir bilgelik olabilir.
Doğada hiçbir şey yapmadan bir saat geçirin. Sadece orada bulunun. Doğa ile bağlantı kurduğumuzda içsel olarak dengeleniriz ve huzur duyarız. Böylece iç sesimizi daha net duyabiliriz.
Haftada bir kendinizi aktif bir çalışma yapmaya mecbur bırakın. Temizlik yapın, dans edin, yürüyün, yemek pişirin… Üç ay boyunca her hafta bunu mutlaka deneyimleyin. Çünkü fiziksel olarak aktif olduğumuzda, bedenimizin yanı sıra zihnimiz de harekete geçer. Ve aktif bir zihin, bize yeni bakış açıları sunabilir.
İkileminizi düşünün. Elinize bir dergi alın ve ikileminizi temsil eden veya onunla bağlantılı resimleri bulup kendinize şu soruyu sorun: Bu görsel ikileme nasıl daha fazla ve daha ileri bir anlayış kazandırdı? Görsel imgeler zihnimizdeki soruları anlamada ve daha derin kavramada bize yardımcı olabilirler.
Dinlendirici müzikler eşliğinde meditasyon ve nefes egzersizleri yapın. Bu tür sakinlik veren aktiviteler iç huzurumuzu arttırır ve içsel rehberimizi daha kolay duyabiliriz.
Hayatın hangi alanında çıkmaza girersek girelim, içgüdülerimize kulak vermek bize daha anlamlı ve aydınlık bir yol sunacaktır. İçine düştüğümüz her ikilemi, içsel yolculuğumuzu ilerletmek ve içgüdülerimizle bağlantıya geçmek için bir fırsat olarak görebiliriz.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Hayatın sırları içgüdülerle duygulardır. Akıl ve mantıkla bulunmaz.”
Web
Instagram
X
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Kaynak: https://onedio.com/haber/icguduyle-yol-almak-1211711