İkinci Dünya Savaşı’nın etkileri sinemada hala canlı bir şekilde yansıtılmaktadır. Birçok senarist ve yönetmen bu savaşın duygularını ve yıkımını yansıtmaya çalışmıştır. En iyi İkinci Dünya Savaşı filmleri, savaştan sahneleri yeniden yaratarak tarihi liderleri modern izleyicilerle buluşturmuştur. Toplama kamplarının dehşeti, askerlerin çektiği zorluklar ve evlerine dönemeyenlerin trajik hikayeleri gibi temaları işlediler. Bu filmler savaşın galiplerine ve kurbanlarına saygılarını sunmayı amaçlamıştır. İşte dönemin atmosferini en iyi yakalayan 20 İkinci Dünya Savaşı filmiyle karşınızdayız.
Kaynak: https://collider.com/best-ww2-movies-…
Flags of Our Fathers (2006)
IMDb: 7.1
1945 yılında Deniz Piyadeleri, kutsal Iwo Jima adasının yirmi kilometrekarelik alanını koruyan on iki bin Japon’a çok şiddetli bir savaşla saldırırlar. Suribachi Dağı’na ulaştıklarında beş deniz piyadesi ve bir deniz piyadesi bayrağı zirveye diktiğinde, bu resim Büyük Buhran sonrası Amerika’sında bir sembol haline gelir. Hükümet, savaş için fon toplamak üzere hayatta kalan üç kişiyi Amerika’ya getirir, ıssız insanlara umut getirir ve üç adamı savaşın kahramanı yapar. Ancak travma geçiren üçlü, üstleri tarafından yaratılan imajla başa çıkmakta ve kahramanlıklarını arkadaşlarıyla paylaşmakta güçlük çekerler.
Sophie’s Choice (1982)
IMDb: 7.5
İkinci Dünya Savaşı’nın milyonlarca can almasından ve gezegenin jeopolitik çehresini sonsuza dek değiştirmesinden neredeyse bir asır sonra, sinema hala dönemin duygularını ve yıkımını yakalamaya çalışıyor ki hiçbiri unutulmasın. Senaristler ve yönetmenler, en iyi İkinci Dünya Savaşı filmlerinden bazıları aracılığıyla savaş alanlarını yeniden yaratmak ve tarihi liderleri modern gözlere getirmek için senaryo ve kamerayı ele aldılar.
Letters from Iwo Jima (2006)
IMDb: 7.8
Iwo Jima adası, Amerikan askeri gücü ile Japonya’nın ana adaları arasında durmaktadır. Bu nedenle Japon İmparatorluk Ordusu, adanın Amerika’nın eline geçmesini ve Japonya’nın işgali için bir saldırı noktası olmasını engellemek istemektedir. General Tadamichi Kuribayashi’ye (Ken Watanabe) adadaki kuvvetlerin komutası verilir ve yaklaşan saldırıya hazırlanmak üzere yola çıkar. Ancak General Kuribayashi, astları tarafından önerilen katı geleneksel yaklaşımı benimsemez ve personeli arasında kızgınlık ve direniş baş gösterir. Alt kademelerde, sivil hayatta fakir bir fırıncı olan genç bir asker, Saigo (Kazunari Ninomiya), arkadaşlarıyla birlikte Japon Ordusu’nun sert rejiminden kurtulmak için çabalarken, bir yandan da şiddetli bir savaşın yaklaştığını bilmektedir. Amerikan işgali başladığında, Kuribayashi ve Saigo güç, onur, cesaret ve hayal gücünün ötesinde bir dehşetle karşılaşırlar.
Dunkirk (2017)
IMDb: 7.8
Christopher Nolan’ın Dunkirk’i izleyicileri, İngiliz ve Müttefik askerlerinin karmakarışık tahliyesinin gerçekleştiği, filme adını veren yerin sahillerine götürüyor. Kara, deniz ve hava olmak üzere üç farklı ortama ayrılan film, karakterlerin sahilde, bir teknede ve bir savaş uçağında hayatta kalma mücadelesini izliyor.
Jojo Rabbit (2019)
IMDb: 7.9
Taika Waititi’nin yönettiği Tavşan Jojo, İkinci Dünya Savaşı’nda yaşanan olaylara tamamen özgün bir bakış açısıyla yaklaşan hicivli bir film. Almanya’da savaşın son yıllarında geçen film, Hitler Gençliği’nin sadık bir üyesi olan on yaşındaki Jojo Betzler’i (Roman Griffin Davis) takip ediyor. Annesinin (Scarlett Johansson tarafından canlandırılan) evlerinde Yahudi bir kız sakladığını öğrendiğinde inançları sorgulanır.
The Bridge on the River Kwai (1957)
IMDb: 8.1
Life is Beautiful, bir Alman kampında tutsak olan Guido Orefice (Roberto Benigni) ve oğlu Giosuè’yi (Giorgio Cantarini) anlatan bir İtalyan Holokost filmi. Savaş, kitapçı olarak sürdürdükleri hayatlarını ellerinden aldıktan sonra Guido tüm çabasını oğlunu, esir olarak sürdürdükleri hayatlarının, büyük ödülü bir tank olan büyük bir oyun olduğuna ikna etmeye adar.
Saving Private Ryan (1998)
IMDb: 8.1
Steven Spielberg’in ödüllü savaş filmi, savaş alanındaki yaşamın en iyi tasvirlerinden biri olarak kabul edilmeye devam ediyor. Tom Hanks’in canlandırdığı Yüzbaşı Miller, Ryan ailesinin hayatta kalan son oğlunu bulmakla görevli Omaha’daki çıkarmadan bir bölük askere liderlik ediyor. Er Ryan’ı Kurtarmak, karakterlerini öldürmekten vazgeçmeyen acımasız ve özür dilemeyen bir trajedidir.
The Great Escape (1963)
IMDb: 8.2
Gerçek bir hikâyeye dayanan filmde, bir grup müttefik kaçış sanatçısı tipi savaş esiri ‘kaçışa dayanıklı’ bir kampa konulur. Liderleri aynı anda birkaç yüz kişiyi birden kaçırmaya karar verir. Filmin ilk yarısı, mahkumlar kaçış tünelini kazmak için çoğunlukla gardiyanlarını alt ettikleri için komedi olarak geçiyor. İkinci yarıda ise işgal altındaki Avrupa’dan çıkmak için uçaklar, trenler ve tekneler kullanırlar.
Downfall (2004)
IMDb: 8.2
Hitler’in 20 Nisan 1945’teki 56. doğum gününden 30 Nisan’daki intiharına kadar hayatının son 10 gününü anlatan Downfall, Hitler’in Berlin sokaklarındaki uşaklarından, Sovyet Ordusu şehri yerle bir ederken savaşan ve ölen asker ve sivillere kadar, parçalanmakta olan bir ülkenin kaosunu göstermek için birden fazla farklı oyuncu kullanıyor. 2005’te Yabancı Dilde En İyi Film dalında Oscar’a aday gösterildi.
Inglourious Basterds (2009)
IMDb: 8.4
Alman işgali altındaki Fransa’da genç Yahudi mülteci Shosanna Dreyfus, ailesinin Albay Hans Landa tarafından katledilmesine tanık olur. Canını zor kurtaran Shosanna, birkaç yıl sonra Alman savaş kahramanı Fredrick Zoller’in kendisiyle hızla ilgilenmesi ve işlettiği tiyatroda görkemli bir film galası düzenlemesi üzerine intikam planları yapmaya başlar. Tüm önemli Nazi subaylarının katılma sözü verdiği etkinlik, acımasız Teğmen Aldo Raine liderliğindeki bir grup Yahudi-Amerikan gerilla askeri olan ‘Basterds ‘ın dikkatini çeker. Acımasız cellatlar ilerledikçe ve komplocu genç kızın planları harekete geçtikçe, yolları tarih sayfalarını sarsacak kader gecesinde kesişecektir
Das Boot (1981)
IMDb: 8.4
Wolfgang Petersen’in yönettiği ve büyük beğeni toplayan bir klasik olan Das Boot, bugüne kadar yapılmış en iyi denizaltı filmleri arasında yer alıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında bir Alman U-botunun derinliklerinde ve boğucu ortamında geçen 1981 yapımı film, Kaptan Lehmann-Willenbrock önderliğinde bir mürettebatın üstlendiği tehlikeli görevi anlatıyor.
Come and See (1985)
IMDb: 8.4
İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi işgali altındaki Belarus’ta geçen yönetmen Elem Klimov’un ‘Come and See’ filmi, savaşı küçük bir çocuğun, Flyora’nın (Aleksei Kravchenko) bakış açısından anlatıyor. Flyora, Belarus direniş hareketine katıldığında, hiç kimsenin (hiçbir yaşta) görmemesi gereken dehşet verici olaylara maruz kalır. Çok geçmeden, topluluğu savaşın kaosuna sürüklenir ve tüm bunları o da görür.
Oppenheimer (2023)
IMDb: 8.4
Yönetmen Christopher Nolan’ın en iyi işleri arasında yer alan Oppenheimer, beklenmedik bir ortak film olan Barbie ile birlikte gösterime girdiğinde küresel bir fenomen haline geldi. Cillian Murphy, ‘atom bombasının babası ‘nın İkinci Dünya Savaşı sırasında Manhattan Projesi’ni nasıl yönettiğini anlatan 2023 yapımı epik biyografik filmde teorik fizikçi J. Robert Oppenheimer rolünde. Bu çok gizli proje sonunda nükleer silahların yaratılmasıyla sonuçlanacaktı.
The Human Condition’ Film serisi (1959 – 1961)
IMDb: 8.5
Yönetmen Masaki Kobayashi’nin geniş kapsamlı destanı ‘The Human Condition’, üç savaş filminden oluşuyor ve hepsi de başkahraman ve pasifist Kaji’nin (Tatsuya Nakadai) hayatını ve deneyimlerini takip ediyor. Kaji hayal kırıklığına uğramış ve İkinci Dünya Savaşı dönemi Japonya’sındaki yaygın uygulamaları sorgular hale gelmiştir, ancak çok geçmeden küçümsediği vahşetin tam da içinde yer alacaktır.
Casablanca (1942)
IMDb: 8.5
Aslında savaş sırasında çekilmiş bir film olan Casablanca’da, birçoğu Avrupa’daki savaştan kaçan mültecilerden oluşan çok uluslu bir oyuncu kadrosuyla, oyuncular gerçek yaşam mücadelelerini ve deneyimlerini senaryoya aktarabilmiş ve bu hikâye tüm zamanların en iyi filmlerinden biri (sinema tarihinin en iyi son repliklerinden birine sahip) olarak kalmıştır.
The Pianist (2002)
IMDb: 8.5
Władysław Szpilman’ın anılarından uyarlanan ve Roman Polanski tarafından yönetilen Piyanist, Holokost sırasında bir adamın hayatta kalma mücadelesinin kasvetli öyküsünü anlatıyor. Szpilman (Adrien Brody tarafından canlandırılan), savaş ilerledikçe sevdiği toplumun kötüye gidişini izleyen Yahudi bir piyanisttir. Bir zamanlar ünlü bir Polonyalı müzisyen olan Szpilman, yakın arkadaşlarını ve aile üyelerini birbiri ardına kaybederken, giderek daha da yabancılaştığı şehrin enkazında saklanmak zorunda kalır.
Grave of the Fireflies (1988)
IMDb: 8.5
Studio Ghibli’nin ünlü kasvetli savaş filmi, Seita ve Setsuko kardeşlerin Japonya’daki savaşın son aylarında açlık ve sık sık gerçekleşen Amerikan hava saldırılarından kurtulmak için verdikleri mücadeleyi ve nihayetinde başarısız olmalarını konu alıyor. Film adını, kardeşlerin yakalayıp sığınaklarına bıraktıkları bir kavanoz dolusu ateşböceğinin, Japon halkıyla birlikte açlıktan ölmesinden alıyor.
Life is Beautiful (1997)
IMDb: 8.6
Hayat Güzeldir, bir Alman kampında esir olan Guido Orefice (Roberto Benigni) ve oğlu Giosuè’yi (Giorgio Cantarini) konu alan bir İtalyan Holokost filmidir. Savaş, kitapçı olarak sürdürdükleri hayatlarını ellerinden aldıktan sonra Guido tüm çabasını oğlunu, esir olarak sürdürdükleri hayatlarının, büyük ödülü bir tank olan büyük bir oyun olduğuna ikna etmeye adar.
Schindler’s List (1993)
IMDb: 9.0
Spielberg’in İkinci Dünya Savaşı’nda En İyi Film ödülünü kazanan bir diğer filmi olan Oskar Schindler’in hikayesinden uyarlanan film, Schindler’in zulüm gören binden fazla Yahudi’yi koruma ve güvenliğini sağlama görevini anlatıyor. Başlangıçta Nazi partisinin bir üyesi olan Schindler, Kraków’daki Yahudi gettosunda yaşanan vahşete tanık olunca, mümkün olduğunca çok sayıda hayatı kurtarmaya yemin eder.
Kaynak: https://onedio.com/haber/izlemeye-doyamayacaginiz-tum-zamanlarin-en-iyi-ikinci-dunya-savasi-filmleri-1209988