Nagihan KALSIN
Türkiye, biyokütle ve kentsel atık kaynaklarından yeşil hidrojen üretme konusunda ilk tesisi Mersin’de kurulması için harekete geçildi. Bu amaçla Mersin’de İngiliz kuruluşlar ile birlikte, Türkiye’nin endüstriyel ölçekli ilk tesisinin kurulması için tekno-ekonomik fizibilite ve tasarım çalışmalarına başlandı.
Prof. Dr. Murat Doğru, Türkiye’nin ileride küresel karbonsuzlaşmada kilit ülke konumuna yükselebileceğini söyledi. Bu yıl itibariyle dünya genelinde üretilen hidrojenin büyük çoğunluğu gri (fosil yakıtlardan elde edilen) veya mavi (karbon yakalama ve depolama kullanılarak üretilen) hidrojen olarak bilinirken, yeşil hidrojen üretimi ise sınırlı ölçekte üretildi. Günümüzde dünya genelinde yılda yaklaşık 80 milyon ton hidrojen üretiliyor.
Bunun 10 milyon tona yakını saf hidrojenden oluşuyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla üretilen hidrojene ise yeşil hidrojen adı veriliyor. Halihazırda üretilen yeşil hidrojen miktarı, genel üretim içinde küçük bir oranı temsil ediyor. Biyokütle, güneş, rüzgâr veya hidroelektrik gibi temiz enerji kaynaklarının daha fazla benimsenmesiyle Yeşil Hidrojen üretiminin artması bekleniyor.
Mersin ilk olacak
1 kilogram yeşil hidrojen, yakıt hücreli bir aracı 150 km mesafe yol kat edebiliyor. 70 litre petrol yakıtı alan bir araba ortalama 1000 km yol kat ederken, 70 kg yeşil hidrojen depolayabilen yakıt hücreli bir araç ortalama 10 bin 500 km yol kat edebiliyor.
Bu biyokütle kaynaklarının sürdürülebilir enerji üretimi için kullanılması, Türkiye’nin enerji güvenliği ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine önemli katkıda bulunabilir. Ancak, bu kaynakların etkili bir şekilde kullanılabilmesi için uygun teknolojilerin ve altyapının geliştirilmesi gerekiyor.
Türkiye’de henüz endüstriyel ölçekte yeşil hidrojen üreten bir tesisin bulunmadığını kaydeden Gebze Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Doğru, Türkiye’nin biyokütle ve kentsel atık kaynaklarını değerlendirerek geliştirilen gazlaştırma teknolojisi ile kesintisiz yeşil hidrojeni üretebileceklerini ve Türkiye’nin ileride küresel karbonsuzlaşmada kilit rol oynayabileceğini söylüyor. Yapılan araştırmalarda, ülkenin biokütle ve atık kaynaklarından yılda yaklaşık 15 milyon ton yeşil hidrojen üretiminin sağlanabileceği ifade ediliyor.
Bu üretimin 2 milyon tonunun yurt içindeki talebi karşılayacağını belirten Prof. Doğru, kalan 13 milyon tonun üretimiyle birlikte yurtdışına sıvı hidrojen olarak ihraç edebileceğini öngörüyor. Mersin’de lokal biyokütle ve kentsel atık kaynaklarının gazlaştırılması ile yıllık 4 bin 500 ton yeşil hidrojen ve 24 bin ton yan ürün aktif karbon üretecek bir tesis konusunda çalışmalar sürüyor.
Türkiye’nin endüstriyel ölçekli bu ilk tesisinin kurulması için tekno ekonomik fizibilite ve tasarım çalışmalarını İngiliz kuruluşlar ile birlikte yapmaya başladıklarını belirten Prof. Doğru, tasarlanacak projenin ileriki aşamada izinlerinin alınması ve finansman sürecinin sağlanması ile biyokütlelerin gazlaştırılarak yeşil hidrojen üreten dünyadaki ilk tesisin Mersin’de kurulabileceğine dikkat çekti.
Prof. Doğru, bu şekilde ülke çapında kurulabilecek modüler ölçekli yeşil hidrojen üretim tesislerinin, biyokütle kaynaklarını ve atıkları hidrojen yakıtına çevirerek enerjiyi yoğunlaştırıp taşınabilir hale getireceğini, lokal ölçekte istihdam sağlanabileceğini ve enerji güvenliği sağlanarak dışa bağımlılığın sonlandırılabileceğini belirtti. Prof. Doğru, bu tesislerle aynı zamanda iklim değişikliğinin etkilerin hafifletileceğini ve bu yöntemin dünya çapında diğer ülkelerde uygulanabilecek bir örnek teşkil edeceğini ifade etti.
Üç tip hidrojen var
Hidrojen kimya, petrol ve gaz endüstrisinde hayati bir rol oynuyor. Çeşitli işlemlerden elde edilen hidrojen üç türe ayrılır: Gri hidrojen, mavi hidrojen ve yeşil hidrojen. Gri hidrojen, karbon yakalama ve depolama işleminin uygulanmadığı fosil yakıt kaynaklarından üretilen hidrojendir.
Ayrıca bu tür hidrojen, yan ürün olarak çevreye karbondioksit salar. Mavi hidrojen ise gene fosil kaynaklardan üretilir, ancak karbon yakalanarak depolanır. Çoğunlukla geleceğin temiz enerji taşıyıcısı olarak benimsenen hidrojen, çeşitli ve son teknoloji yöntemlerle ilerleme kaydediyor.
Sürdürülebilir yeşil hidrojenin önemli faktörleri
1.Çevresel Sürdürülebilirlik: Yeşil hidrojen, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla, yani biyokütle, güneş veya rüzgâr enerjisiyle üretilir. Bu, hidrojen üretim sürecinin çevresel etkilerini azaltır ve sera gazı emisyonlarını düşürür.
2.Enerji Depolama ve Taşıma: Hidrojen, enerjiyi depolamak ve taşımak için kullanılabilen bir taşıyıcıdır. Bu özellik, özellikle rüzgâr ve güneş enerjisi gibi değişken enerji kaynaklarının istikrarsız doğasını dengelemek için önemlidir.
3.Endüstriyel Kullanım: Yeşil hidrojen, çeşitli endüstrilerde kullanılabilir. Örneğin, kimyasal üretim, rafineri işlemleri ve metalürjik uygulamalarda hidrojen kullanımı yaygındır.
4.Ulaşım Sektörü: Hidrojen yakıt hücreli araçlar ve taşıtlar, temiz bir enerji kaynağı olarak giderek daha fazla dikkat çekmektedir. Yeşil hidrojen, bu taşıtların beslenmesi için ideal bir çözüm sunabilir. 5.Enerji Dönüşümü: Yeşil hidrojen, enerji sistemlerini daha sürdürülebilir hale getirmek için kullanılabilir. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen enerjiyi depolama ve dağıtma yeteneği, enerji dönüşüm süreçlerini iyileştirebilir.
Kaynak: https://www.dunya.com/surdurulebilir-dunya/mersinde-yesil-hidrojen-tesisi-icin-ingilizlerle-calisma-baslatildi-haberi-720062