Türkiye Kamu-Sen’in “Şube Başkanları ve İl Temsilcileri” istişare toplantısının 2. Oturumu Antalya’da gerçekleştirdi.
Toplantıya Kamu-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Türk Büro-Sen Başkanı Türkeş Güney, Genel Başkan Yardımcıları Vedat Ulu, Özkan Ulupınar, Sami Çam, Nebi Yay, Emrah Coşkun, Özgür Çelikbaş, Şube Başkanları ve İl Temsilcileri de katıldı.
YENİ BİR TÜRK KAMU PERSONEL REJİMİ İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYDUK
Türk Büro-Sen Genel Başkanı Türkeş Güney, “Çağdaş devletlerin en önemli görevi, vatandaşa kaliteli kamu hizmeti sunmaktır. İnandığımız fikri temellere göre, devletin sahibi olan, asli unsur olan Türk Milleti’nin de kaliteli kamu hizmeti alması en doğal hakkıdır. Kaliteli kamu hizmetinin yolu liyakat ve ehliyet üzerine bina edinmiş, özlük ve mali sorunları giderilmiş, kamu görevlileri, devlet memurları ile mümkündür. Şurası unutulmasın ki; güçlü devlet, ancak güçlü memur ile mümkündür. Biz Türkiye Kamu-Sen olarak, Devletimizin Türk Yüzyılı vizyonunu destekliyor, bu vizyona yakışır bir Türk Kamu Personel Rejimi için elimizi taşın altına koyuyoruz” dedi.
Toplu Sözleşme sürecine de değinen Türk Büro-Sen Genel Başkanı Güney, “7.dönem toplu sözleşme ve hakem süreci göstermişti ki, yetkili ancak beceriksiz etkisiz sendikanın; bundan önceki 6 toplu sözleşmede olduğu gibi memurun hakkını hukukunu aramak gibi bir amacının olmadığı, böyle bir niyetinin de olmadığı görülmüştür. Daha, oturduğu masanın yetkisini bilmeyen, kendi yetkisini hakkını bilmeyenlerin memurun hakkını hukukunu bilmesi araması mümkün değildir. Elbette bunları söylerken; elimizde bu konuda bilgi ve belgeler var, işkembeden konuşmuyoruz. Hakem heyetine yetkili sendika tarafından gönderilen belgelerden; toplu sözleşmenin konusu değil diye ayrılan 40 maddenin 1. maddesi, toplu sözleşme masasının konusu olan “doğum yardımı ödeneği” yetkili sendika tarafından, masanın konusu değil diye ayrılan kırk maddenin birincisini oluşturmaktadır.
Türkeş Güney açıklamasının devamında;Yine birince dereceye 3600 ek gösterge konusu; mutabakata varılan maddeler arasında yer almakta, ancak 3600 konusunda yaşanılan gelişmeleri göz ardı eden 2021 yılındaki mutabakat maddesi olup, bu maddeyi bu haliyle düzenlemek imza altına almak, memura yapılmış en büyük ihanettir.
Uzlaşmazlıkla sonuçlanan toplu sözleşme sürecinde genel talepler hakem heyetine taşındı. Hakem heyeti 26 Ağustos tarihinde başladığı süreci, kanuni süre olan 31 Ağustos’ta tamamladı. Türkiye Kamu-Sen olarak, masaya katkı vermeye hazır olduğumuzu belirtmemize rağmen çağrımıza cevap verilmedi. Biz masadan kalktığımızda 22 gün toplu sözleşme masasında müzakere etmek akıllarına gelmeyen yetkili sendika, son gün gece yarısından sonra 6. dönemde alınan kararlar kopyala yapıştır yapıldı. Hizmet kollarında anlaşma sağlandı, algısına sığınmış genel konulardaki 55 maddeyi hakem heyetine, 40 maddeyi toplu sözleşmenin konusu değil diyerek taca atmıştır. Hakem heyetine sevk ettikleri 55 maddeyi, hakem heyetinde dahi savunamamış, bu maddeleri hakkıyla savunan Türkiye Kamu-Sen’in arkasına saklanmışlardır. Türkiye Kamu-Sen olarak, hakem heyeti müzakerelerinde memurumuzu ilgilendiren konuları, büyük bir cesaret ve özgüvenle savunmamıza, hakem heyetinin kamu tarafını vicdanen ikna etmemize rağmen, sayısal çoğunluğu aşamadık.
Bizim Türkiye Kamu-Sen ve Türk Büro-Sen olarak mücadelemizin temelinde 3600 ek göstergenin 1. Dereceye gelen tüm memurlarımıza verildiği, Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının GİH’e geçirildiği, 2008 öncesi ve sonrası emekli olanların haklarının düzenlendiği, çalışma barışının korunduğu bir çalışma hayatı yer almaktadır.
Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olduğu 2011 yılında, en düşük memur maaşı asgari ücretin 2,33 katı iken; Temmuz ayında yapılan zamlar dahil, şu an en düşük memur maaşı asgari ücretin 1,78 katına ancak gelebilmiştir. Eğer ki, Türkiye Kamu-Sen’in bıraktığı seviye korunmuş olsaydı, bugün en düşük memur maaşı 20.300 TL değil, 27-28.000 TL aralığında olacaktı. Masaya oturduğu 7 toplu sözleşmenin, üçünü yapısını bildiği halde, yapısı itibari ile kamu işverenin teklifinin üzerinde bir teklif onaylamayacak olan hakem kuruluna bırakan, sevk eden yetkili sendikanın memuru temsil edecek bilgisi, gücü, azmi ve niyeti yoktur, kalmamıştır.
Kamuda ücret adaletini zedeleyen, bölgesel farklılıkları göz ardı eden 666 sayılı kanun hükmünde kararnamenin gözden geçirilmesi, memurlarımıza ek ücret ve refah payı verilmesi talebimizi de TBMM’ye taşıdık. Memurlarımızın enflasyona ezdirilmemesi için refah payının verilmesi şarttır.
HÜKÜMETİMİZİ YENİ BİR KAMU PERSONEL REJİMİ DÜZENLEMESİNE DAVET EDİYORUZ
Yeni bir kamu personel rejimi düzenlemesinin getirilmesi gerektiğini savunan Güney, toplu sözleşmede yetkili sendikanın memurların derdine çare aramadığını ifade etti.
Türk Büro-Sen Genel Başkanı Türkeş Güney açıklamasından öne çıkanlar;
Toplu Sözleşme ve Hakem heyeti süreci de göstermiştir ki, hem yetkili sendikanın memuru temsil edecek gücü kalmamıştır, hem de mevcut kamu personel rejimi günümüz şartlarına göre yeniden düzenlenmelidir.
‘Uzun mesai saatleri yeniden düzenlenmelidir’
Memur maaşları tek kalem ödenmelidir, Refah payı verilmelidir, 8077 TL İlave Ek Ödeme emeklilerimize yansıtılmalıdır, Tüm ek ödemeler emekliliğe sayılmalıdır, Enflasyon farkı oluştuğu ay ödenmelidir, Gelir vergisi %15’e sabitlenmelidir, Tüm memurlarımıza bayram ikramiyesi verilmelidir, 2008 öncesi ve sonrası emeklilerimizin hakları düzenlenmelidir, 1.dereceye gelen tüm memurlarımıza 3600 ek gösterge verilmelidir, Yardımcı Hizmetler Sınıfı çalışanlarının tamamı GİH kadrosuna geçirilmelidir, 666 sayılı KHK ile kaldırılan haklar yeniden verilmelidir (ikramiye vs.) Büyükşehirler ve sahil bandında yaşayan memurlarımız başta olmak üzere tüm memurlarımıza kira yardımı yapılmalıdır, Tüm sosyal yardımlar günümüz ekonomik şartlarına göre belirlenmelidir, Uzun mesai saatleri düzenlenmelidir, Avrupa’da mesai saatleri kısaltılmıştır, Memurlarımız servis hizmetinden faydalandırılmalıdır.
Biz Türk Büro-Sen olarak, çalışma hayatında çalışma barışının korunmasını, devletimizin devamlılığının sağlanmasını istiyoruz. Düşük ücretler ve maalesef uzun mesai saatleri sebebi ile Devlet Memurluğu cazibesini kaybetmeye aşlamıştır.
Biz “Mutlu çalışan, mutlu ülke” inancı ile memurlarımızın ekonomik kaygılardan uzak şekilde, vatandaşlarımıza hizmet verebilmesi için mücadele ediyoruz.
Cumhuriyetimizin 100. Yılında, Devletimizin “Türk Yüzyılı” vizyonuna destek veriyoruz.
Davamızın göz bebeği kamu sendikacılığının önderi Türkiye Kamu-Sen; uzun ve meşakkatli bir süreçten geçerek bu günlere geldiğini belirten Genel Başkanımız Türkeş Güney, “1992 yılında; imkansızlıklar içerisinde, kamu çalışanlarının gür sesi olarak çalışma hayatında yerini alan Türkiye Kamu-Sen; kuruluş amaç ve ilkelerine uygun olarak her zaman ilklerin sendikası olmuş, sendikacılık alanında önemli başarılara imza atmıştır. Kuşkusuz ki; yasal mevzuatın olmadığı sendikal örgütlenmenin mahkeme kararları ile engellenmek istendiği bir zaman diliminde mücadele etmek aynı ruh ve heyecanı bu günlere taşımak, yüreği hak adalet ve mücadele azmiyle çarpan kahramanların işidir. Türkiye Kamu-Sen’in mazisi temizdir. Yolu dürüstlük ve samimiyet yoludur. Vazgeçilmezi vatan ve millet sevdasıdır. Türkiye Büro-Sen 100 şubesi, 16 Temsilciliği ve 92 bin 502 üyesi ile Türkiye Kamu-Sen yaklaşık 500 şubesi, 553 bin üyesi ile Türkiye Kamu-Sen ve Türkiye Büro-Sen’e gönül vermişlerle birlikte, ülkemizin her yerinde dimdik ayaktadır. 30 yılı aşan tarihimizin tertemiz sayfalarına bakıldığında Doğruluk, Cesaret, Samimiyet, Vefa, Millilik, Adalet ve Devlete ve milletimize sadakat ve Kamu-Sen’e güvenen çalışanlarımıza hiç ihanet etmediğimiz görülecektir.
Sendikacılığın gereklerini; hak ve hakikat için Milli ve Manevi değerlerimizden ödün vermeksizin yerine getireceğiz. Davamız büyük, ülkümüz büyük, inancımız ve imanımız büyüktür. Zafer, inananların ve inançları uğruna meşakkatli yolda şerefle yürüyebilenlerindir. Türk Yüzyılında, toplu sözleşme masasında değişiklik yapmanın zamanı gelmiş, hatta geçmektedir. Memurun hakkını, hukukunu savunacak adam gibi bir Sendikanın toplu sözleşme masasına oturması, yetkili sendika olması şarttır. İşte bu sendika Türkiye Kamu-Sen’dir, Türk Büro-Sen’dir. Memurlarımız Türkiye Kamu-Sen’i, Türk Büro-Sen’i yetkili sendika yaptığında, memurun hakkı hukuku masada nasıl aranır, dostta görecektir, düşman da. Yolumuz uzun, yükümüz ağırdır. Ama biz, 40 çerisi ile Çin Sarayını basan Kürşad’ın dava arkadaşlarıyız. İmkansızlıklar içerisinde yedi düveli dize getiren Gazi M. Kemal Atatürk’ün izinde, onun dava ve mücadele arkadaşlarıyız” diyerek konuşmasını tamamladı.
Kaynak: https://www.memurlar.net/haber/1088714/turkes-guney-yeni-bir-kamu-personel-rejimi-gerekiyor.html