Türkiye Gazetesi’nden Mahmut Özay’ın haberine göre; İLKE Vakfı Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi (EPAM) tarafından Türkiye’de Din Eğitimi Projesi kapsamında hazırlanan Türkiye’de Din Eğitimi: Genel Görünüm ve Eğilimler (2012-2022) başlıklı rapor yayımlandı. Okul öncesi din eğitimi, imam hatip liseleri (İHL) ve ilahiyat fakültelerine yönelik bazı öneriler sıralandı:
İHL’de kontrolsüz ve altyapı yeterliğine bakılmadan genişleyen proje okulları çeşitlendirme uygulamasına son verilmeli. Bu durum eğitim süreçlerinde sürekli şikayet edilen iki ayrı başlı bir eğitim sorunu giderek büyütmekte. Akademik olarak nitelikli liselerdeki öğrencilerin dindarlık ve din anlayışları ile imam hatip liselerindeki öğrencilerin dindarlık din anlayışları arasında fark giderek açılıyor.
PROGRAMI GELİŞTİRİLMELİ
İmam hatip liselerinin mevcut sayı ve binalarının korunması suretiyle, imam hatip ortaokullarına entegre edilerek, ortak bir yönetim ve eğitici kadrosu altında her bir okulun kendi kurum kültürlerini oluşturmalarının önü açılmalı. Bütün imam hatip liseleri için ortak bir kimlik üretme yerine her bir okulun kendi kimliklerini üretebilmelerinin önü açılmalı, teşvik edilmeli.
İHL’nin öğretim programları, Milli Eğitim Bakanlığının program anlayışlarına paralel biçimde yeniden geliştirilmeli. Milli Eğitim Bakanlığının bütün öğretim programları için gerçekleştirdiği çalışmalarda esas alınan program anlayışlarının imam hatip lisesi programlarına yansıtılması yetersiz kalmakta.
DİPLOMAYA ETKİ ETMEMELİ
İmam hatip liselerinde yer alan ve diploma ortalamasına etkisi oldukça yüksek olan Kur’an-ı kerim derslerindeki notlandırmalar sebebiyle, imam hatip lisesi öğrencilerinden açık liseye ya da düz liselere geçiş yaptırmak isteyenler olabilmekte. Zira öğrenci Kur’an-ı kerimden düşük not aldığında bu diploma notunu ve buna bağlı olarak ortaöğretim başarı puanını da etkileyebilmekte. İmam hatip lisesi mezunlarının direkt olarak Diyanet İşleri Başkanlığında çalışma oranları göz önüne bulundurularak Kur’an-ı kerim derslerinin diploma notlarına etki etmeyecek şekilde başarılı-başarısız şeklinde notlandırılması üzerinde düşünülmeli.
UYGUN ORTAM SAĞLANMALI
Okul öncesi din eğitimi kurumlarında, okul öncesi öğretmenliği mezunu öğretmenlerin istihdamı sağlanmalı. Okul öncesi din eğitimi kurumlarının fiziki olarak bağımsız alanlarda ve okul öncesi çocuğuna uygun bir öğrenme ortamlarına sahip olmalarını sağlayıcı düzenlemeler yapılmalı.
Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği ve okul öncesi din ve değerler öğretmenliği bölümleri hassaten diploma veren ayrı bölümler olarak açılmalı. Genel ilahiyat eğitimi alan herkesin yapabileceği bir meslek olarak düşünülmemeli.
İlahiyat fakültelerinin sayı ve kontenjanlarının kısa bir sürede çok hızlı bir şekilde artması bu alanda ciddi bir kalite problemi ortaya çıkarmakta. Nitelikte olan ilahiyat fakülteleri dışında kalan fakülteler imam hatip yüksekokulu ismiyle dönüştürülerek Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmalı, kontenjanlar ise düşürülmeli.
Arapça hazırlık ve %30 Arapça eğitim zorunlu olmaktan çıkarılarak kendisini yetkin olarak gören fakültelerin kendi kararlarına bırakılmalı.
Kaynak: https://www.memurlar.net/haber/1088655/imam-hatip-ve-ilahiyat-yeniden-revize-edilmeli.html