Orta Çağ Dönemini Sevenlere: İzlerken Adeta Aklınızı Başınızdan Alacak Büyüleyici 25 Orta Çağ Film ve Dizisi!

IMDb: 6.5

Orta Çağ’da diğerlerinden daha büyük bir figür varsa, o da Kral Arthur’dur. Destanı sayısız kez yeniden canlandırıldı, ancak en kayda değer çabalardan biri Starz’ın kısa ömürlü Camelot’uydu. Sadece bir sezon sürmesine rağmen dizi, tarihsel gerçeklik ile bu köklü efsanenin temel unsurları arasındaki çizgiyi ne ölçüde aştığı açısından dikkate değerdi. Buna ek olarak, güçlü bir oyuncu kadrosuna sahiptir ve Eva Green, hem Arthur’u hem de Camelot’u yıkmak isteyen kurnaz ve acımasız Morgan Pendragon rolünde özellikle olağanüstüdür.

IMDb: 6.6

Yeşil Şövalye efsanesi, Arthur efsanelerinin az bilinen öykülerinden biridir ve bu da yönetmen David Lowery’ye oldukça geniş bir alan sağlar. Sonuçta ortaya çıkan Yeşil Şövalye, Orta Çağ hakkındaki en özgün ve yenilikçi filmlerden biri. Dev Patel, hak ettiğini düşündüğü türden bir kahraman olmayı arzulayan Sir Gawain rolünde usta işi bir performans sergiliyor. Büyü, arzu ve kara büyünün eşsiz bir karışımı olan film, aynı zamanda folklorun lanetli ruhunun derinliklerine dalarak, hikâye anlatıcılığının ne anlama geldiği ve neleri gerektirdiğiyle ilgili bir hesaplaşmaya zorluyor.

IMDb: 6.7

Sir Walter Scott’un eserleri kendi yaşadığı dönemde son derece popülerdi ve beyaz perdede de dikkate değer bir yaşam sürdüler. Eserlerinin pek çok uyarlaması arasında en iyilerinden biri 1952 yapımı Ivanhoe’dur.  Film, Kral Richard’ın İngiltere’ye döndüğünü görmek isteyen bir Sakson olan baş karakterinin maceralarına odaklanıyor. Oldukça eski moda bir macera filmi olan bu film, Scott’un romanında bazı değişiklikler yapsa da romanın ruhuna sadık kalıyor. Ayrıca Robert Taylor, Elizabeth Taylor, George Sanders ve Joan Fontaine’in harika performanslarına da yer veriyor.

IMDb: 6.9

Chris Pine, Hollywood’da çalışan en çekici ve karizmatik aktörlerden biri ve Robert the Bruce’u canlandırdığı Outlaw King’de tüm bu özelliklerini ortaya koyuyor. Çoğu zaman William Wallace’ın gölgesinde kalsa da Bruce, İskoçya’nın Bağımsızlık Savaşları’nın da anahtarıydı ve bu film ona tarihteki hak ettiği yeri geri veriyor. Daha önce çekilen Cesur Yürek’in ihtişamına benzese de tarihsel açıdan daha doğru bir film. Orta Çağ hakkında 21. Yüzyılda çekilen diğer pek çok film gibi, İskoç tarihinin bu önemli döneminin kir, kan ve şiddetinden uzak durmuyor.

IMDb: 7.0

Orta Çağ’la ilgili en dikkate değer filmlerden bazıları dram olma eğilimindedir, ancak arada sırada bir komedi de ortaya çıkar. Bir Şövalyenin Hikayesi kasıtlı anakronizmlerle doludur, ancak şövalye kılığına giren bir köylü olan William Thatcher’ı canlandıran Heath Ledger o kadar karizmatik ve izlemesi eğlencelidir ki bu yanlışlıkları görmezden gelmek kolaydır. Bu, sinema seyircisini heyecanlandırması her zaman garanti olan bir tür mazlum hikayesi ve Ledger ‘in en çok övgü alan performanslarından biri olmasa da 10 Things I Hate About You gibi diğer rollerinde de aynı cazibeyi yansıttığı inkâr edilemez.

IMDb: 7.0

Robert Eggers, The Witch ve The Lighthouse’un başarısının ardından The Northman ile beyazperdeye geri döndü. Shakespeare’in Hamlet’ine ilham veren efsanelerin bir yeniden anlatımı olan film, babası haince öldürüldükten sonra amcasından intikam almaya yemin eden genç bir adam olan Alexander Skarsgård’ın Amleth’i etrafında dönüyor. Kamp aşırılığı anları olsa da bu filmin aşırılıklarının üzerine çıkmasına yardımcı olan derin bir kalp atışı var. Skarsgård hem çarpıcı derecede yakışıklı hem de ruhen işkence görmüş mükemmel bir epik kahraman. Film ayrıca Orta Çağ’ın acımasızlığını ve güzelliğini ortaya koymakta da başarılı.

IMDb: 7,1

Gösterime girdiği dönemde çok büyük bir başarı elde edememiş olsa da Taştaki KılıçG daha sonra en sevilen Disney filmlerinden biri olarak görülmeye başlandı. T.H. White’ın Bir Zamanlar ve Gelecekteki Kral adlı eserinin ilk kitabından gevşek bir şekilde uyarlanan film, çok genç bir Kral Arthur’un eksantrik büyücü Merlin’in öğrencisi olmasını konu alıyor. Unutulmaz şarkılar, canlı animasyonlar (Merlin ve düşmanı Madam Mim’in çeşitli hayvanlara dönüştüğü bir büyücü düellosu da dahil) ve bazı değerli hayat dersleriyle dolu olan bu film, Walt sonrası dönemde bile Disney’in hala nasıl harika bir animasyon filmi üreteceğini bildiğini gösteriyor.

IMDb: 7.2

Klasik Hollywood’da epik filmi temsil eden bir aktör varsa, o da Charlton Heston’dır. İster Musa ister Ben-Hur rolünde olsun, düzgün ve kusursuz fiziği onu epik kahramanlar için ideal kılıyordu. El Cid’de, İspanyol tarihinin en ünlü kahramanlarından biri olan ve Orta Çağ’da İspanya’daki Mağribilere karşı savaşan baş karakteri canlandırıyor. Güçlü tutku anları ve dini inancın doğası, görevin sınırları ve kahramanlığın nihai bedeli hakkında derin iç gözlem anları ile böyle bir dramadan beklenen her şeye sahiptir.

IMDb: 7.3

Vikingler: Valhalla, son derece başarılı olan Viking dizisinin bir yan ürünüdür ve ana dizisinden yaklaşık bir yüzyıl sonra geçmektedir. Bu durumda, özellikle İngilizler ve Vikingler arasındaki çatışmalara odaklanıyor. Selefinde olduğu gibi, dizinin çekiciliğinin anahtarı olan cesur ve gerçekçi bir his var. Aynı zamanda izleyicilere, Vikinglerin egemenliğinin sona ermeye başladığı dönemde iş başında olan karmaşık politikalar hakkında bir anlayış kazandırıyor. Dizide, Orta Çağ’ın en ünlü isimlerinden bazılarına da yer veriliyor; bu isimler arasında Leif Erikson, Harald Sigurdsson, Kral Canute ve Kraliçe Emma bulunmaktadır.

IMDb: 7.3

Kral Arthur efsanesi uzun yıllardır film yapımcılarını etkilemiş olsa da John Boorman gibi çok azı bu konuya Excalibur gibi benzersiz bir yaklaşım getirebilmiştir. Boorman’ın filmi, geleneksel Arthur hikayesinin birçok özelliğini taşır: gerçek mirasından habersiz yetiştirilen çocuk, kendi üvey kız kardeşi Morgana ile oynadığı oyunlar ve Guinevere ile Lancelot’un lanetli aşkı. Ancak Boorman, tüm bunları kendine özgü görsel hassasiyetiyle süsler. Film, tarih ve fantezi arasındaki karmaşık alanda, izleyicinin zihnine kazınacak kadar etkileyici sahnelerle doludur

IMDb: 7.3

Yüzüklerin Efendisi ve Truva’daki başarısının ardından Orlando Bloom, Cennetin Krallığı’ndaki rolüyle epik film yapımcılığına devam etti. Kutsal Topraklara seyahat eden ve Haçlı Seferleri’nin çalkantılı siyasetine kendini kaptıran bir demirci olan Ibelinli Balian’ı canlandırıyor. Film Scott’un aksiyon ve epik hikâye anlatımı konusundaki keskin zekasını sergilerken, Hıristiyanlar ve Müslümanlar arasındaki ilişkinin incelenmesi Kudüs’ün her iki din için de önemini ortaya koyuyor. Bilinen tarihi gerçeklerle bazı kayda değer oynamalar yapsa da filmin duygusal bir özgünlüğü var ve bu da onu epik film yapımcılığının şaşırtıcı derecede düşünceli bir parçası haline getiriyor.

IMDb: 7.4

Ridley Scott günümüzün en çok yönlü yönetmenlerinden biridir ve çalışmadığı pek az tür bulunmaktadır. Ancak epik türde özellikle usta olduğunu kanıtladı ve Son Düello, çok büyük bir başarı olmasa da yine de Orta Çağ dünyasında ataerkilliğin doğası üzerine düşünceli bir keşif. Matt Damon, Jodie Comer ve Adam Driver’ın üstün oyunculuk yeteneklerinin yer aldığı acımasız ve kasvetli bir film. Orta aÇğ’ın bazılarının beklediğinden daha acımasız bir yanını gösteriyor ve bu onun en büyük gücü ve bazen izlemeyi zorlaştıran şey.

IMDb: 7.5

Disney’in Robin Hood’u 1970’lerde zayıf eleştirilerle ortaya çıkan ancak daha sonra sevilen Disney filmlerinden bir diğeri. Geleneksel Robin Hood rollerinde antropomorfik hayvanlardan oluşan unutulmaz oyuncu kadrosu ve akılda kalıcı şarkılarıyla izlemesi bir zevktir. Elbette, hiçbir Disney filmi iyi bir kötü adam olmadan tamamlanmış sayılmaz ve hain Prens John, yetkin bir kötülükten çok daha aptal olmasına rağmen, en iyileriyle birlikte yer alıyor. Orta Çağ’ın en sevilen efsanelerinden birine hafif kalpli bir yaklaşım.

IMDb: 7.5

Shakespeare’in eserleri pek çok kez sinemaya uyarlanmıştır ve bu konudaki en dikkate değer çabalardan biri V. Henry’dir. Kenneth Branagh’ın yönettiği ve başrolünü oynadığı film, Henry’nin Fransa’yı işgaline ve bunun sonuçlarına odaklanmaktadır. Shakespeare’in diyaloglarını korumasına rağmen, Orta Çağ savaşının cesur bir temsilini veriyor. Branagh bu filmde, Bard’ın sık sık uyarlanan eserlerini yeniden hayal ederek ve onları yeni, taze ve heyecan verici bir şeye dönüştürerek en zor başarılardan birini gerçekleştiriyor. Yetenekli oyuncu kadrosunun diğer üyeleri arasında Judi Dench, Ian Holm ve Derek Jacobi de yer alıyor.

IMDb: 7.7

Merhum Umberto Eco’nun düşündürücü romanından uyarlanan Gülün Adı’nda Sean Connery Baskerville’li William’ı, Christian Slater ise onun çömezi Melk’li Adso’yu canlandırıyor. Birlikte, ücra bir manastırda meydana gelen bir dizi tuhaf ölümün soruşturmasını üstlenirler. Yavaş ama emin adımlarla, manastırın duvarlarının ardında saklı karanlık sırları ortaya çıkarırlar. Kitap kadar zarif bir şekilde kurgulanmamış olsa da bu filmde yine de keyif alınacak çok şey var, en önemlisi de Connery’nin performansı. Bununla birlikte, en önemlisi yasak bilginin tehlikeli doğası da dahil olmak üzere ağır meselelerle boğuştuğu için de keyifli.

IMDb: 7.7

Geçtiğimiz on yıl boyunca Starz, tarihteki önemli kadınların deneyimlerine odaklanan, görkemli bir şekilde üretilmiş tarihi dramalar yayınlamaya özen gösterdi. Bunların en önemlilerinden biri, 4. Edward’dan başkasıyla evlenmeyen Elizabeth Woodville’in hikayesini anlatan The White Queen’dir. Ancak, aralarındaki aşk hikâyenin sadece bir parçası. Dizi, aşklarını Gül Savaşları’nın daha geniş çatışmalarıyla ustaca bir araya getiriyor; Elizabeth’in kaderi, kaderi kral olmak olan bir adam doğuracak olan Margaret Beaufort da dahil olmak üzere dönemin diğer önde gelen kadınlarının çoğuyla iç içe geçiyor.

IMDb: 7.8

Thomas Becket, Orta Çağ’ın en zorlu ve kayda değer kişiliklerinden biriydi. Kral 2. Henry ile olan dostluktan rekabete dönüşen ilişkisi hem bu iki adam hem de İngiltere tarihi için çok önemliydi. Richard Burton (Becket’i canlandıran) ve Peter O’Toole (Henry’yi canlandıran) heyecan verici, duygulu performanslar sergiliyorlar. Her ikisi de bu hayattan daha büyük figürleri alıp, onları tamamen ete kemiğe bürünmüş bireylere, kendi derin inançları nedeniyle birbirleriyle çarpışmaya sürüklenen iki adama dönüştürmekte başarılılar. Bu, izleyicilerin gerçekten içine girebilecekleri türden bir kostüm draması ve iyi yazılmış senaryo ve muazzam performanslar, bu türün sunabileceği en iyi seviyeye yükselmesine yardımcı oluyor.

IMDb: 7.9

Klasik Hollywood’da, Errol Flynn kadar gösterişli ve çekici birkaç oyuncu daha yoktu, bu yüzden Michael Curtiz’in 1938’de gösterime giren ‘Robin Hood’un Maceraları’ filminde Robin Hood rolünü alması gayet doğaldı. Film, eski Hollywood’un ustalıkla yarattığı renkli bir kahramanlık öyküsüdür ve Flynn’e, Olivia de Havilland’in Maid Marian, Claude Rains’in Prens John ve Basil Rathbone’un Guy of Gisbourne rolleriyle eşlik eden harika bir oyuncu kadrosu eşlik ediyor. Robin Hood’un ve Neşeli Adamları’nın Prens John’un zulmünü sona erdirme çabaları, seyirciyi etkiliyor. Tarihsel doğruluğu tam olmasa da film basit neşe ve heyecanla bu eksikliği telafi ediyor.

IMDb: 7.9

Kışın Aslanı, İngiltere Kralı 2. Henry ile karısı Aquitaine’li Eleanor ve hayatta kalan üç oğlu Richard, Geoffrey ve John’un da aralarında bulunduğu parçalanmış ailesinin Noel buluşmasını anlatıyor. Başta Peter O’Toole, Katherine Hepburn ve Anthony Hopkins olmak üzere unutulmaz performanslarla dolu bir film. Neredeyse onarılamayacak kadar zarar görmüş bir aile hakkında edebi bir dram. Dahası, babaların oğullarına, oğulların da birbirlerine karşı sık sık savaştığı bir hanedan olan Angevin ailesinin her zaman önemli bir parçası olan zehirli politikayı da ustalıkla yansıtıyor.

IMDb: 8.0

Ken Follett’in çok satan romanından uyarlanan Starz mini dizisi ‘The Pillars of the Earth’, kurgusal Kingsbridge kasabası sakinlerinin bir katedral inşa etme ve ‘Anarşi’ olarak bilinen siyasi çekişmelerle mücadele etme çabalarına odaklanır. Eddie Redmayne’in Jack Jackson ve Hayley Atwell’in Lady Aliena’sı, aksiyonun odak noktasıdır. Ian McShane ve Matthew Macfadyen ise sırasıyla kurnaz Waleran Bigod ve Prior Philip rollerinde parlak performanslar sergilerler. Hikâye bazen tahmin edilebilir olabilir ve melodramatik unsurlar barındırabilir, ancak dizi, Follett’in romanının başarılı bir uyarlamasıdır ve Orta Çağ döneminin yaşam ve mücadelelerini yansıtır.

IMDb: 8.2

Monty Python komedi topluluğunun tüm filmleri arasında, tartışmasız en iyi ve en komik olanı Monty Python ve Kutsal Kase’dir. Kral Arthur’dan Lancelot ve Göldeki Kadın’a kadar olan bu film, Kral Arthur efsanesine neşeli ve rengarenk bir göndermedir. Grubun sürrealist ve absürt mizahının tüm öğelerini barındırır, ancak onu gerçekten özel kılan şey, orijinal efsanelerin neden bu kadar uzun süre popüler olduğunu anlamış gibi görünmesidir. Belki de hiçbir şey, Spamalot müzikalinin temelini oluşturmuş olmasından daha fazla onun öncü statüsünü vurgulayamaz.

IMDb: 8.2

Güller Savaşı, İngiltere’yi vuran en dikkate değer ve yıkıcı çatışmalardan biriydi ve bu çatışmalar etkileyici bir drama malzemesi sunar. İngiliz TV dizisi The Hollow Crown, Shakespeare’in önemli eserlerinden birkaçının çoklu bir uyarlamasıdır, bunlar arasında The Henriad de bulunur. Dizi, Ben Whishaw, Tom Hiddleston ve Michael Gambon gibi önemli oyuncuları içeren zengin bir kadroya sahiptir. Bu, ustalıkla hazırlanmış televizyonun en iyisi ve Bard’ın klasik tarih oyunlarını 21. Yüzyıl için taze, yeni ve daha da ilgi çekici hale getiriyor. Ancak bu diziyi farklı kılan şey, her bölümün hem televizyon bölümü olarak hem de bütün bir yapı içinde çalışmasıdır.

IMDb: 8.3

Cesur Yürek tarihsel açıdan en doğru film olmayabilir ama gücünü inkâr etmek mümkün değil. Mel Gibson, halkını sert ve açgözlü kralları I. Edward’ın önderliğindeki İngilizlere karşı savaşmaya yönlendiren İskoç asi William Wallace rolünde olağanüstü bir performans sergiliyor. Film heyecan verici savaş sahneleri ve konuşmalarla dolu ama aynı zamanda Orta Çağ yaşamının karanlık yönlerinden de uzak durmuyor. Çoğu zaman acımasız bir çağ olduğu için bu tamamen yerinde ve film, dönemin en önemli tarihi figürlerinden birinin şaşırtıcı derecede zengin bir şekilde anlaşılmasını sağlıyor.

IMDb: 8.5

Orta Çağ’ın çağdaş tasvirlerinin çoğunu karakterize eden cesur estetiğe uygun olarak, Son Krallık izleyiciyi İngiliz tarihinin yerli İngilizlerin Vikinglere karşı savaşmaya başladığı çalkantılı dönemine çekiyor. Film özellikle, Vikingler tarafından yetiştirilmiş bir Sakson olan ve kaderini tarihte Büyük Alfred olarak bilinen adamın kaderiyle iç içe bulan Bebbanburglu Uhtred karakterine odaklanıyor. Son Krallık, Orta çağ dünyasının bir parçası olan vahşet ve şiddetten uzak durmuyor, ancak aynı zamanda yükselen zafer anlarına da sahip.

IMDb: 8.5

Adından da anlaşılacağı üzere Vikings, Viking Çağı’nda geçiyor ve özellikle dönemin en ünlü kahramanlarından biri olan Ragnar Lodbrok’a (Travis Fimmel tarafından canlandırılıyor) odaklanıyor. Diğer pek çok dizide olduğu gibi, dönemin bilinen tarihi ile ilgili bazı önemli özgürlükler alıyor, ancak bu onun çekiciliğini azaltmıyor. Dizi, Orta Çağ’ın ilk dönemlerinin acımasızlığını ve pisliğini ne ölçüde yakaladığı konusunda dikkate değer. Yine de bu dönemi ve en korkunç sakinlerini sunuşunda vahşi bir güzellik var ve Fimmel’in onu ideal bir Viking savaş lordu yapan uygun bir şekilde şiddetli ve yoğun bir karizması var.