Bir düğmeye basıp saniyeler içinde İstanbul’dan Sydney Opera Binası’na ışınlandığınızı hayal edin. Ya da Mars’a gidip birkaç dakika içinde geri döndüğünüzü… Işınlanma, bilim kurgunun en büyüleyici fikirlerinden biri. Ancak gerçek dünyada işler pek de basit değil. Peki, bu teknoloji gerçekten mümkün olabilir mi?
Işınlanma fikri, özellikle Star Trek gibi bilim kurgu yapımları sayesinde hayatımızın bir parçası haline geldi. Ancak bu teknoloji, hayal gücümüzü süslemekten öteye geçebilir mi?
Teorik olarak ışınlanmanın üç temel aşamada gerçekleşmesi gerekiyor:
Fakat burada büyük bir sorun var. Kuantum teorisine göre, bir atomun tüm özelliklerini %100 doğrulukla bilmek imkansız!
Fizikçiler, kuantum ışınlanma adı verilen bir yöntemle kuantum parçacıklarının birebir kopyalarını uzaktaki bir noktada oluşturmayı başardılar.
Ancak bir insanı ışınlamak, birkaç atomu ışınlamaktan çok daha karmaşık bir süreç. Çünkü insan vücudundaki trilyonlarca atomun bilgisinin iletilmesi gerekiyor.
Bir insanı ışınlamak için gereken veri miktarı, bir televizyon görüntüsünü aktarmak için gereken verinin milyarlarca katı!
Evet, ışınlanma konusunda önemli adımlar atıldı ve kuantum fiziği bize bazı kapılar açıyor. Ancak şu an için Star Trek tarzı bir ışınlanma cihazı, sadece Hollywood dünyasında mümkün görünüyor.
Kaynak: https://onedio.com/haber/isinlanma-tipki-bilim-kurgu-filmlerindeki-gibi-mumkun-olabilir-mi-1267789