Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Türk ekonomisi için 2025 yılı öngörülerini paylaşırken, döviz kuru ve faiz mesajı da verdi.
Olpak, 2025’in büyüme ve ekonomik aktivite anlamında bu yıla benzer bir performans göstermesini beklediklerini, iç tüketim payının azaldığı ve dış ticaretin daha da önem kazandığı yeni bir yıl olacağını öngördüklerini söyledi.
‘Finansmana erişim sorunları hafifleyecek’
Enflasyonda devam eden gerilemenin 2025’te de sürmesini beklediklerini kaydeden Olpak, enflasyondaki gerilemeyle faiz oranlarının da düşmesini beklediklerini dile getirdi.
Olpak, “Böylece iş dünyasının finansmana erişim ve yüksek finansman maliyeti gibi sorunlarının da bir miktar hafifleyeceğini düşünüyorum. Ancak beklenen indirimin iş dünyasını rahatlatacak çok alt seviyelere gelmesinin yılın sonundan önce olmayacağını tahmin ediyoruz.” görüşünü aktardı.
Uluslararası yatırım artacak
Türkiye’nin son 2 yılda 11 milyarın üzerinde doğrudan yatırım çektiğinin altını çizen Olpak, “Bu değerli bir kazanım. 2025’te, düşen risk primimiz ve artan kredi notumuzla birlikte artan güven unsuru doğrultusunda hem portföy yatırımlarının hem de doğrudan yatırımların bir miktar daha yükselmesini bekliyoruz. Özellikle imalat sanayisi, enerji ve yenilenebilir enerjiyle finans sektörlerine ilginin artacağını düşünüyoruz.” diye konuştu.
Hizmet enflasyonuna dikkat çekti
Olpak, enflasyon gerilese de gerilemenin hızında ivme kaybı olduğunu belirterek “Özellikle hizmet enflasyonundaki katılığın giderilmesi, beklentilerdeki iyileşmenin daha hızlı sürmesi yönünde atılacak adımlar çok önemli. Öte yandan programın sanayi kesimi üzerindeki baskısı da daha hissedilir olmaya başladı.” diye konuştu.
Olpak, son iki çeyrektir negatif büyüme gösteren sanayi kesiminin uluslararası rekabet gücünü kaybetmemesi adına bazı ek adımların atılması gerektiğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
“Her ne kadar düşen enflasyonla beraber faizlerde de gerileme beklesek de bunun sanayi kesimini rahatlatacak oldukça düşük seviyelere gelmesini yılın sonundan önce görebileceğimizi sanmıyorum. Kur ile enflasyon arasında açılan makasın da hala kurun enflasyondan daha az artacağı beklentisiyle birlikte aradaki farkın daha makul seviyelere gelmesi bekleniyor. Bizim açımızdan iş dünyası ve özel sektörümüz adına kur, faiz gibi parametrelerin seviyesi elbette önemli ama bunun çok ötesinde önemli olan ise öngörülebilir olmasıdır.”
‘ABD – Çin savaşı nasıl etkiler?’
Olpak, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının, yeni ABD yönetimi sürecinde biraz daha sertleşeceğini belirterek Türkiye’ye olası etkisini şöyle anlattı: “Türkiye bu anlamda bir taraftan daha avantajlı bir konuma sahip olabilir diğer taraftan ise Çin’in ABD karşısında zorlanmasıyla bizim pazarlarımıza daha fazla göz dikerek bizi daha fazla zorlamasına da sebep olabilir. Zor bir denklem. Asya ile Batı Avrupa arasındaki en büyük üretim ve teknoloji üssüyüz. Ayrıca ülkemiz sadece mal ticaretine değil, alternatif ticaret türleri olan transit ticaret, hizmet ticareti ve e-ticaret gibi alanları da etkili şekilde değerlendirerek bu süreçten avantajlı çıkabilir.”
Kaynak: https://www.dunya.com/ekonomi/is-dunyasindan-faiz-ve-kur-mesaji-finansman-maliyeti-ve-makasa-dikkat-cektiler-haberi-758836