Bu sene sekizincisi yapılan Akdeniz Bilişim Zirvesi’nde Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz ve zirve küratörü Emrah Kozan adeta bir “teknolojik sihir” yapıyor!
2024 zirvesinde;
150 + Konuşmacı
20.000 + Katılımcı
300 + Firma
70 + Üniversite… yer aldı.
Dr. İbrahim Yavuz’un cümleleriyle Akdeniz Bilişim Zirvesi “Antalya Teknokent olarak uzay havacılık, savunma sanayii, bilişim, yazılım, tarım, turizm ve sağlık alanında son yıllarda hayata geçirilen yeni projelere Türkiye’nin en iyi Teknokentleri arasında vizyonunu geliştimek için çabalıyor. Bu kapsamda Antalya Teknokent’ in düzenlediği Akdeniz Bilişim Zirvesi 8 yıldır hem bölge hem de ülke genelinde oluşturduğu bilişim farkındalığı ile ses getirmiş ve büyük bir hedef kitleye ulaşmıştır. Amaç; bilişim sektöründeki tüm öğrencileri, akademisyenleri, bilişim kuruluşlarını, profesyonelleri ve çalışanları bir araya getirmek.
Her yıl Zirve sonrasında, zirve katılımcıları ile dünya bilişim gündemini tartışan ve üreten bir dinamik oluşturma, bu konularda farkındalık yaratma çabasındalar. Bilişim Zirvesi etkinliğinde bölgedeki tüm üniversitelere, meslek odalarına ve sivil toplum kuruluşlarına kapı açılıyor.
Akdeniz Bilişim Zirvesi küratörü Emrah Kozan ise; “Zirve, teknolojinin toplum üzerindeki dönüştürücü etkisini anlamak ve bu etkileri nasıl yönlendirebileceğimizi tartışmak için bölgesel ve uluslararası liderleri, yenilikçileri ve düşünce önderlerini bir araya getiriyor. Siber güvenlikten yapay zekaya, akıllı şehirlerden e-devlet hizmetlerine ve teknoloji liderliğine kadar bir dizi temel konu, zirvenin ana gündem maddeleri arasında yer alıyor, her biri geleceğimizi şekillendirmede önemli bir rol oynuyor.”
Sekizinci Akdeniz Bilişim Zirvesi
Ayrıca, akıllı şehirler konusunda ise zirve, şehirlerin daha sürdürülebilir ve yaşanabilir hale getirilmesi için teknolojinin nasıl kullanılabileceğini tartıştı.
Akıllı ulaşım, enerji yönetimi, akıllı bina teknolojileri ve kentsel altyapının dijitalleşmesi gibi konular, şehir planlaması ve yönetiminde yenilikçi çözümler sunmanın yollarını ortaya koydu.
E-devlet hizmetleri ise, kamu hizmetlerinin dijitalleştirilmesiyle vatandaşların hayatını nasıl kolaylaştırabileceğimizi ve bu süreçlerde veri güvenliği ile gizlilik korumasının nasıl sağlanabileceğini ele alacak. Zirve, bu alanda dijital hükümet uygulamalarının optimizasyonu ve vatandaş memnuniyetini artırma yollarını araştıracak.
Teknoloji liderliği oturumlarında ise, zirve katılımcıları teknolojiyi yönetme ve yeni teknolojik trendleri öngörme konusunda liderlik becerilerini nasıl geliştirebileceklerini paylaşacak. Ayrıca, teknoloji liderlerinin bölgesel kalkınma ve inovasyona nasıl katkıda bulunabilecekleri üzerine stratejiler geliştirildi.
Akdeniz Bilişim Zirvesi, bu temel konular etrafında şekillenen oturumlarla katılımcılara ilham verici bir platform sunmayı ve bölgesel teknoloji ekosistemini güçlendirmeyi amaçlıyor. Zirve, katılımcıların yeni bilgiler edinmelerini, önemli bağlantılar kurmalarını ve teknolojik gelişmeleri kendi alanlarına nasıl entegre edebileceklerini öğrenmelerini sağlayacak bir ortam oluşturmayı hedefliyor. Bu zirvedeki en ilginç konulardan biri ise yapay zeka teknolojisi ve gelecek yapımları, prodüksiyonlarıydı. Zirve sunumcularından Rafadan Tayfa Yapımcı ve Yönetmeni İsmail Fidan ilham verici sunumlar yaptı, biz de kendisiyle geleceği bu kapsamda konuştuk bu röportajda.
İsmail Fidan kimdir?
– Fotoğrafçılıkla başlayan ilgi alanlarınız, üniversite yıllarında nasıl şekillendi? Animasyonla tanışma süreciniz ve bu sürecin kariyerinize etkileri neler oldu?
Fotoğrafla ilk tanışıklığım, lise yıllarımda babamın aldığı amatör sayılabilecek bir fotoğraf makinesiyle başladı diyebilirim. Birçok insanın dikkat etmediği detayları fotoğraflandırmak, açıkçası benim için oldukça heyecan verici bir serüvenin de başlangıcı oldu. Sonrasında da kadrajımdan yansıyan karelere gösterilen ilgi, çevremden gelen güzel yorumlar, bu alanda ilerlemem noktasında beni motive etti.
Trabzon’daki üniversite yıllarımda ise fotoğrafçılığın yanına, bir de tasarım çalışmalarım eklendi. Öğrenci kulübünün faaliyetlerinin aktarıldığı derginin, hem fotoğraflarını çekiyor hem de tasarımını yapıyordum. Grafik alanındaki çalışmalarım da böyle başladı diyebilirim.
Fotoğraf çekme tutkusuyla başlayan, grafikle devam eden bu serüven hiç beklemediğim bir anda bambaşka bir yöne evrildi. Dördüncü sınıfa geldiğimde bitirme tezimi, fotoğraf ya da tasarım alanında yapmak istiyordum; ancak danışmanım bunun bitirme projesi için yeterli olmadığını söyledi. İşte üç boyutlu animasyon dünyasıyla tanışmam da bu şekilde oldu. Bu açıdan istatistik bölümünü “Karakter Modelleme ve Canlandırma” başlıklı bitirme tezi ile diplomasını alan dünyada tek kişi olduğumu söyleyebilirim.
Bitirme teziyle birlikte, kendimi 3D dünyasının içerisinde bulmuş oldum. Sonra gördüm ki fotoğraf sadece var olanı gösterirken, animasyon ise hayal ettiğiniz her şeyi yapmanızı mümkün hâle getirebiliyor. Bu düşünce, pek çok projemin de temelini oluşturmuş oldu.
– Yurt içi ve yurt dışı projelerde teknik yönetmenlik yaparken karşılaştığınız zorluklar nelerdi? Bu deneyimler, mesleki gelişiminizi ve projelerinize olan yaklaşımınızı nasıl şekillendirdi?
– Düşük bütçe ile İSF Studios’u kurma kararını almanıza hangi faktörler yol açtı? Bu süreçte karşılaştığınız en büyük zorluklar ve bu zorlukları aşma yöntemleriniz nelerdi?
Az önce de bahsettiğim gibi yaklaşık 8 yıllık tecrübe ve deneyim, eksiklikleri görmenizi sağlarken daha iyisini yapmanız için yeni şeyler ortaya koymanız içgüdüsünü oluşturuyor. Siz bu motivasyona sahip olsanız da kimi zaman çalışmış olduğunuz şirket sizinle aynı fikirde olmayabiliyor. İşte bu noktada, kendiniz yol yürümeye karar veriyorsunuz. Benim İSF Studios’u kurma hikâyem, sıfır sermaye ile böyle başladı diyebilirim.
Bahsetmiş olduğum dönemde, hiçbir yapımcı muhtemelen ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik durumu da düşünerek bu sektöre yatırım yapmaya cesaret edemiyordu. Sektörümüz, dışarıdan her kadar renkli ve eğlenceli görülse de oldukça fedakârlık, sabır ve özveri gerektiren bir alan. Her şeyden önce sanatçılarınızın, çalıştıkları alanlarda kendilerini rahat hissetmeleri gerekiyor. Bu nedenle de çok büyük riskler alarak; modern ve özgün bir çalışma ortamını sıfırdan inşa etmek için yola çıktım. Böyle bir yatırıma başta en yakınınızdaki isimler, yine sizi düşünerek karşı çıkabiliyor. Bu kural benim için de değişmedi. Herkes bu fikre karşı çıkarken İSF Studios’un temellerini attım. Evet yıllarca borç ödedim ancak bu çabanın sonunda, dünyada da eşine zor rastlanır bir stüdyoyu ülkemize kazandırmış olduk.
– Rafadan Tayfa’nın oluşum sürecinde hangi aşamalardan geçtiniz? Karakterlerin tasarımı için ne tür araştırmalar yaptınız ve bu süreçte ilham aldığınız unsurlar nelerdi?
– Animasyon sektörüne kazandırdığınız teknik yeniliklerden ve bu yeniliklerin projelerinizin sanatsal ve ticari başarısına olan etkilerinden bahseder misiniz?
İSF Studios, hem teknik alt yapı hem de ekip olarak sadece Türkiye’nin değil, bölgemizin en büyük animasyon stüdyosudur. Son 10 yıldır şirketimize çok büyük yatırımlar yaptık. Başarımızı biraz da bu güçlü teknik kapasiteye borçluyuz diyebilirim.
Daha önce de bahsettim üzere özellikle teknik alanda kendi yazılımlarımızı geliştiriyoruz. Bu araçlar, sadece bize özel çözümler sunmaktadır. Bu yazılımların ana amacı, sanatçılarımızın teknik alanda boğulup zaman kaybetmelerinin önüne geçerek, vakit kazanmalarını sağlamaktır. Sektörümüzle ilgili net olarak şunu söyleyebilirim. Sanatçının üzerinden, teknik anlamda ne kadar angaryayı alırsanız projenin sanatsal değeri bir o kadar güçlü olmaktadır.
– Gelecekte İSF Studios altında hangi tür projeleri görmeyi umuyorsunuz? Şirketinizin uzun vadeli hedefleri nelerdir?
Bugüne kadar izleyicilerimizin de severek takip ettiği pek çok başarılı projeye imza attık. Bunların yanı sıra yaklaşık 6 yıldır, geliştirdiğimiz ve üzerinde ciddi emek harcadığımız yeni projelerimiz de mevcut.
Projelerin bir kısmını uluslararası ortaklıkta yapmayı planlıyoruz. İnanıyoruz ki şu anki teknik alt yapımız ve stüdyomuzun imkânları, global ölçekte marka olacak bir projeyi yapmak için oldukça yeterli. İnşallah önümüzdeki yıl, ön prodüksiyonuna kafa yorduğumuz bu projeleri uluslararası pazarda dünyaya duyurmuş olacağız. Bu projelerle, ülkemizin kültür endüstrisindeki payını artırmada da önemli bir görev üsteleneceğini düşünüyorum.
– Yapay zekâ teknolojilerinin hikâye anlatıcılığı süreçlerine etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu teknolojilerin senaryo yazımı, süreç yönetimi veya ARGE gibi alanlarda sunduğu fırsatlar nelerdir?
– Biyoteknoloji ve genetik mühendisliğinin, animasyon dünyasına entegrasyonu mümkün olabilir mi? Bu teknolojilerin animasyon ve hikâye anlatımı üzerindeki etkileri nasıl şekillenir?
Bu sektöre girerken en büyük motivasyonum, hayal ettiğim her şeyin animasyonla yapılabiliyor olmasıydı. Bu anlamda hem biyoteknoloji hem de genetik mühendisliğinin çalışma alanlarının sonuçları, hâlihazırda hayal dünyamızın çok daha gelişmesine olanak sağlayacak gibi gözüküyor. Fantastik filmler bizleri ne kadar heyecanlandırıyorsa bunun çok daha ötesi bu mühendislikler sayesinde mümkün olacaktır.
– Eğitim sektöründe sürükleyici ve interaktif öğrenme deneyimleri yaratmak için Rafadan Tayfa’yı nasıl kullanmayı düşünüyorsunuz? Bu projelerle çocukların eğitimine nasıl katkı sağlamayı planlıyorsunuz?
İSF Studios olarak yaptığımız her çalışmada tüm dünyadaki güncel verileri alıp incelemek bizim en fazla önemsediğimiz alan. Ülkemizdeki ve dünyadaki tüm veriler, bize şunu söylüyor: Alfa kuşağı bir üst kuşağı değil, kendi kuşağını yani kendi arkadaşını rol model alıyor. Bu nedenle yeni neslin eğitim sistemine ayak uydurması oldukça önemli gözüküyor. Örneğin bir anne babanın ya da öğretmenin çocuğa yaptıramadığı birçok şeyi Hayri karakteri yaptırabiliyor. Bu nedenle Rafadan Tayfa’nın eğitim alanında, aktif biçimde konumlanmasının, arkadaşlarımızın eğitim anlamında en büyük yol arkadaşı olacağını düşünüyoruz. Bunun için pek çok yazılım ve teknoloji üzerine ARGE çalışmaları yürütüyoruz.
Röportaj: Hande İpekgil, Gamze İrez
Threads
X
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Kaynak: https://onedio.com/haber/rafadan-tayfa-yapimci-yonetmeni-ismail-fidan-her-karakterin-gercek-hayatta-bir-hikayesi-var-1265889