Organ nakli olan insanların duygularında, zevklerinde ve anılarında tuhaf değişlikler olduğunu bildirdiklerine dair bugüne dek pek çok haber yapıldı.
Bu fenomen en çok kalp nakillerinde görülüyor. Ancak böbrek, ciğer ve hatta yüz nakli geçirenler yeme alışkanlıklarında, müzik tercihlerinde ve hatta cinsel yönelimlerinde değişiklikler olduğunu fark etti.
Bazı hastaların yeni hobileri ve tercihleri bağışçılarının hobi ve tercihlerini yansıtıyor. Bu da uzmanların alıcıların bağışçılarının anılarını da alıp almadıklarını sorgulamalarına yol açıyor.
Çığır açan araştırma
Bu yılın başlarında yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar, dokuz yaşındaki bir erkek çocuğa, ailesinin havuzunda boğulan üç yaşındaki bir kız çocuğundan kalp nakledildiği bir vaka çalışmasına dikkat çektiler.
Çocuğun donörün nasıl öldüğüne dair hiçbir fikri olmamasına rağmen, annesi onun “sudan ölümüne korkar” hale geldiğini bildirdi.
Bir diğerinde vakada ise yüzünden vurulan bir polis memurunun kalbini alan bir üniversite profesörü, gözlerinin önünde “bir ışık parlaması” görmeye başladı. Profesör “Yüzüm gerçekten ama gerçekten sıcaklaşıyor. Gerçekten yanıyor” diyor.
İngiliz The Daily Mail gazetesinin haberine göre; giderek artan araştırmalar, bunun kalp ve beynin içsel olarak bağlantılı olmasından kaynaklanabileceğini düşündürüyor, zira kalp beyne benzer nöronları ve hücreleri paylaşıyor.
Ayrıca organ nakli, karakter özelliklerini kontrol eden genlerin değişmesine ve kendilerini farklı şekilde ifade etmelerine neden olabilir.
Hücresel hafıza aktarımı mı?
Bu yıl yayınlanan çalışmada yer alan araştırmacılar şunları yazdı:
* Ortaya çıkan kanıtlar, kalp naklinin donörün kişilik özelliklerinin ve anılarının alıcıya aktarılmasını içerebileceğini ve geleneksel hafıza ve kimlik görüşlerine meydan okuyabileceğini gösteriyor.
* Ayrıca kalbin sinir ağı ve beyinle çift yönlü iletişimi, hafıza ve kişilikte kalp-beyin bağlantısı kavramını destekliyor.
Ekip, bu değişikliklerin hücresel hafıza aktarımından kaynaklanabileceğini öne sürdü. Bu da tek tek hücrelerin hafıza oluşturabileceğini gösteriyor. Bununla birlikte, bunun nasıl işlediğine ilişkin mekanizma belirsizliğini koruyor.
Psikolojik tepki olabilir
Ancak birçok uzman bu vakaların çok tesadüfi olduğuna ve değişikliklerin büyük bir ameliyattan ve ölümcül kalp rahatsızlıklarından kurtulmaya verilen psikolojik bir tepki olabileceğine inanıyor.
Örneğin Kanada’daki McGill Üniversitesi’nden uzmanlar, organ alıcılarının almak zorunda olduğu bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçların iştahta artışa neden olabileceğini ve bunun da yemeğe bakış açılarını değiştirebileceğini öne sürdü.
Diğer araştırmalar, alıcıların donörlerinin davranışlarını veya kişilik özelliklerini miras alma endişesiyle ameliyata girebileceklerini ve bunun da davranış değişikliklerine yol açabileceğini öne sürüyor.
Büyük ve hayat kurtarıcı bir ameliyat geçirmenin stresi, hastaların ilişkiler gibi hayatlarının belirli yönlerine bakış açılarını değiştirmelerine de neden olabilir.
Kaynak: https://www.dunya.com/saglik/carpici-arastirma-organ-naklinde-bagiscinin-ani-ve-kisilik-ozellikleri-de-miras-mi-aliniyor-haberi-756586