İlişkinde Kriz Anlarını Başarıyla Yönetmenin 12 Altın Kuralı

Kriz anında beyninde sirenler çalmaya başlasa bile derin bir nefes al ve yavaşça rahatla. Düşüncelerin fırtınası içinde kaybolmak yerine bir kaptan gibi gemini sakin sulara yönlendirmelisin. Unutma, sakin kalmak her zaman en güçlü silahın. Panik yapmak yalnızca işleri daha da karmaşık hale getirir. Etrafında kopan fırtınaya rağmen duruşunu bozmazsan partnerin de senin gibi davranacaktır. Böylece birlikte o fırtınayı atlatabilirsiniz.

‘Benim ne düşündüğümü anlamalıydı!’ diye düşünmek yerine düşüncelerini net bir şekilde ifade etmeyi dene. Zihin okumak kimsenin süper gücü değil; bu yüzden ne hissettiğini açıkça söylemekten çekinme. İletişiminizi açık tutmak, ilişkideki en önemli kilit taşlarından biri. Partnerinle aranızdaki köprüleri sağlam tutmak istiyorsan dürüst ve açık bir dil kullanmalısın. Bu şekilde yanlış anlaşılmaların önüne geçer ve birlikte daha güçlü bir bağ kurarsınız. Unutma, ne kadar açık olursan o kadar anlaşılır olursun.

Partnerinin yerine geçip olaylara onun gözünden bakmayı dene! Belki de o anda gözlerinden dumanlar çıkıyordur ama biraz Sherlock Holmes olup ‘Acaba ne hissetti?’ diye düşünmek iyi bir başlangıç olabilir. Herkes kendi duygularını yaşarken başkalarının hislerini anlamak sihirli bir değnek gibidir. Bu hem seni daha anlayışlı kılar hem de partnerinin kendini daha değerli hissetmesini sağlar. Unutma, empatinin gücü çoğu zaman krizleri çözer. Biraz empati ile olayların rüzgarını tersine çevirebilirsin.

Önemli bir konuyu tartışmak istiyorsan bunu sabahın köründe ya da uykusuz bir gecede yapmayı deneme! İkinizin de enerjisi yerindeyken kahve eşliğinde konuşmak her zaman daha iyi sonuç verir. Çünkü kimse sabahın altısında ciddi meseleler hakkında konuşmak istemez. Doğru zamanı seçmek, konunun ciddiyetini de artırır ve partnerinin dikkatini tamamen sana verir. Hem sakin hem de dinç bir zihinle yapılan tartışmalar çözüm odaklı olur. Yani zamanlama her şeydir!

Evet, bazen bir şeyler canını sıkabilir ama bu eleştirileri doğrudan sert bir şekilde dile getirmek yerine biraz yumuşatarak söylemek işleri kolaylaştırır. ‘Bu böyle olmamalı!’ demek yerine ‘Bu konuda biraz daha dikkatli olabilir miyiz?’ demek daha etkili olur. Eleştiriyi tatlı bir dille yapmak hem kırıcı olmanı engeller hem de partnerinin savunmaya geçmesini önler. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır derler; aynısı ilişkiler için de geçerli. Eleştirilerde yapıcı olmak çözümün anahtarıdır. Yani tatlı dille konuşan kazanır!

Krizin ortasında kimin suçlu olduğuna odaklanmak yerine çözüm bulmaya çalışmak en iyisi. Dedektif gibi geçmişi kazımak yerine geleceğe bakıp ‘Bu sorunu nasıl çözeriz?’ diye düşünmek daha yapıcı. Çünkü sonuçta önemli olan kimin haklı olduğundan ziyade problemin çözülmesi. İkiniz de aynı taraftasınız, unutma! Birlikte hareket ederseniz her sorunun üstesinden gelebilirsiniz. Krizleri çözüme dönüştürmek, ilişkinizi daha da güçlendirir. Böylece sorunlar sizi değil siz sorunları yönlendirebilirsiniz.

Bazen olaylar o kadar karmaşıklaşır ki bir adım geri çekilip nefes almak gerekir. Kafalar çok karıştığında veya tansiyon yükseldiğinde mola vermek işleri düzene sokar. Biraz dışarı çıkıp hava alın, birlikte sessiz bir yürüyüş yapın veya sadece birkaç dakika sessizce oturun. Bu molalar zihninizi ve duygularınızı tazeler, böylece daha sağlıklı bir şekilde yeniden konuşmaya başlayabilirsiniz.

Sadece konuşmak değil dinlemek de bir sanattır! Sözünü kesmeden, ona gerçekten kulak verdiğinde aslında söylemek istediği şeyin ne kadar önemli olduğunu fark edebilirsin. Dinlemek birçok sorunun çözümünde kilit rol oynar. Ayrıca partnerinin kendini değerli hissetmesini sağlar.Bu kulaklar sadece dekorasyon için değil!

Tartışmalar sırasında farklılıklar elbette olacak ama ortak noktalarınızı bulmak krizi aşmanın en iyi yolu. Sonuçta ikiniz de aynı takımın oyuncususunuz, bunu unutma! Ortak bir hedef belirleyerek, birbirinize daha sıkı bağlanabilirsiniz. Birlikte çalışmak her türlü fırtınayı atlatmanıza yardımcı olacaktır. Sonuçta birlikte daha güçlüsünüz!

Öfke anında içindeki Hulk’ı serbest bırakmak yerine biraz sakinleşmeyi dene! Ani tepkiler, işleri daha da kötüleştirr ve sonradan pişman olacağın şeyler söylemene neden olabilir. O yüzden derin bir nefes al, sakinleş ve durumu soğukkanlılıkla değerlendirmeye çalış. Bu sayede partnerinle aranızdaki iletişim de zarar görmez. Zaten kimseye Hulk olmak yakışmıyor, değil mi?

Güven, ilişkinizin temelidir ve bu temel sağlam olduğunda hiçbir kriz sizi yıkamaz! Partnerine her şeyin üstesinden birlikte gelebileceğinizi göster ve ona güvendiğini hissettir. Aynı zamanda sen de onun sana güvendiğini bilerek rahatla. Birbirinize olan güveniniz tam olduğunda, her şey daha kolay çözümlenir. Çünkü güven her şeyin başlangıcıdır!

Hata yapmak insana özgüdür ama bu hatayı kabul edip özür dilemek, gerçek olgunluğun göstergesidir. Yanlış yaptığında veya partnerini kırdığında, bir ‘özür dilerim’ demek tüm gerginliği bir anda siler. Özür dilemek, karşındaki kişiye verdiğin değeri gösterir ve ilişkiye olan saygınızı pekiştirir. Kısacası, özür dilemek bazen sihirli bir dokunuş gibi her şeyi düzeltebilir.